Öne Çıkan Yayın

PUGLIA - Itria Vadisi

27 Haziran 2012 Çarşamba

CAPO DA ROCA

Lizbon ya da Cascais'ten aracınız ile otobana çıktığınızda Sintra tabelalarını takip ederseniz, bu tabelalar sizi bir noktadan sonra Cabo Da Roca'ya doğru yönlendirmeye başlıyor. Lizbon’a 40, Sintra’ya 20, Cascais’e ise 15 km kadar uzakta olan Cabo da Roca’ya otobüsle de ulaşma şansınız var, ancak tavsiyem düzensiz otobüs seferleriyle kıymetli saatlerinizi boşa harcama riski yerine araç kiralamanız yönünde.

Cabo Da Roca?

Portekiz kıyı şeridinde en görülesi turistik noktalardan biri kendisi; zira Avrupa ana karasının en batı ucu olarak dünya haritası üzerinde nefis bir yer edinmiş.. Bu enfes detay yanında, bulunduğu tepelik arazide 1772 yılında yapılmış ve Portekiz’de yapılan ilk özel deniz feneri olan bir feneri de bulunuyor. (Fener 1840’lı yıllarda yeniden restore edilerek bugünki görünümünü kazanmış.) Fenerin konumu okyanusun 150 mt kadar yukarısında kalıyor ve bu yükseklik 1000 watt kuvvetinde ışığın 46 km gibi bir mesafeden görülebilmesi anlamına geliyormuş.

Cabo da Roca Burnu’nun dünya üzerindeki konumu ve koordinatları bir anıt taş ile bulunduğu tepenin okyanusa yakın bir noktasına adeta mühürlenmiş. Bu taş anıtın yan tarafındaki yazıtta; "Where the land ends and the sea begins" yani "anakaranın bitip denizin başladığı yer" yazıyor. Nefis olduğu kadar ürpertici de olan bu cümlenin sahibi Portekizli şair Luis Camoes.

Bu tepelik arazide minik bir postane binası kurulmuş. Sevdiklerinize kartpostal atmak icin enfes bir fırsatınız olacak yani... Hatta belki bizim de yaptığımız gibi o kartpostalı birine değil de kendinize atarsınız, o an, orada hissetikleriniz ömür boyu size yaşadığınız anın güzelliğini tekrar tekrar hatırlatabilir. Postaneden çıkıp bir diğer minik binaya girdiğinizde, Avrupa’nın en batı ucunda bulunmuş olduğunuza dair isminize özel hazırlanan bir sertifika ofisi göreceksiniz.. Turistik bir kazanç kaynağı yaratılmış aslında, ama yine de seyahat anılarına eklenecek keyifli bir detay olarak insan almadan duramıyor...

Peki ya nedir Cabo Da Roca’nin duygusu?

“nutku tutulmak” diye bir terim vardır ya! Hani N.F Kısakurek’in şu muhteşem dizelerinde de bahsettigi; "Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı"... İşte tam olarak böyle bir duygu şoku Cabo da Roca’da yaşanılan.. Manzara karşısında insan doğanın gücüne hayran kalıyor. Duygusu öyle yüksek bir doğal güzellik ki; kayalara oturup engin okyanus manzarasını, azgın dalgaları ve dalgaların dövdüğü kayaları seyre dalıp; keskin rüzgarı iliklerinize dek hissedin demekten daha iyi bir tavsiye gelmiyor şu an aklıma… Eğer bir de bu duyguları gün batımı vakti yaşayabilirseniz, belki de Portekiz seyahatinizin en güzel ve en çoşkulu anlarını Cabo Da Roca’da yaşamış olursunuz.

NOT:  Otoban yerine Cascais'in arka yolunu kullanarak yine Sintra yönünde ilerlerseniz, Cabo da Roca’ya muhteşem bir orman manzarası ve minik minik köylerden geçerek ulaşıyorsunuz. Yolculuğun lezzeti ve vardığınızda deneyimleyeceğiniz hisler doyumsuz..

lulu
x







24 Haziran 2012 Pazar

CASCAIS


Cascais, Lizbon şehrinin 30 km uzağında kalan minik bir balıkçı kasabası.

Kasaba,1800'lü yılların başında Fransız general Junot'un askeri merkez olarak kullandığı bir binaya sahip. Bu bina daha sonra Kral I. Luis'nin yazlığına ev sahipliği yaptığından diğer aristokrat aileler tarafından da yazlık olarak tercih edilmeye başlanmış. Bu da kasabada diğer saray ve konutların yapılmasını ve zaman içinde de popüler bir tatil beldesi olması gibi bir sonuç doğurmuş. Cascais hakkında bilmeniz gereken ilk şey; mimarisinin güzelliği ve sizi her sokakta büyüleyecek olması.. En basit ve gösterissiz görünen evlerin bile detaylarda saklı güzellikleri olduğunu söyleyebilirim..

Sokak ve cadde isimlerinin henüz Lizbon’a geçmeden burada da seramikler üzerinde yazılı olduğunu görmek hoştu. Hatta seramik kullanımı öyle yaygındı ki; Lizbon'a göre çok daha yeni bir yerleşim yeri olduğundan bu kadar geniş bir yelpaze beklemediğimizi söyleyebilirim. Kasaba meydanı yani Town Hall/Pacos do Concelho civarında birçok örnek hızlıca gözümüze çarpmıştı, ancak asıl güzelliklere de kasaba merkezinden uzaklaştıkca rastladık..

Cascais'in bir balıkçı kasabası olması, hayalimizdeki gibi bolca balık ve deniz ürünleri sofralarına oturup, mis gibi şaraplar yudumlamamızı sağladı. Portekiz kıyılarında olduğunuzda Atlantik Okyanusu'na karşı içilen bir kadeh iyi soğumuş beyaz şaraptan daha keyifli bir tavsiyem olur mu, inanın bilemiyorum. Seyre dalınacak muazzam bir sonsuzluk hissi ve baktığınız dev okyanus sularının arkası Yeni Dünya..

Genel olarak kasabanın Camoes Square ve çevresinde birçok restoran ve bar seçeneği bulabiliyorsunuz, ama kasabanın ara sokaklarında çok daha keyifli restoranlarda lokal dokunuşlar bulmanız mümkün oluyor. Bu kasabanın lezzetlerini ara sokaklarda koklaya koklaya bulun derim.. Bu sokaklar içinde çok lezzetli bir yemek yemenin yanında, mekandan da müthiş keyif aldığımız Restaurant Warehouse 22 notlarınıza girmeyi hakedecek iyi bir adres. Deniz ürünlerine doymak için Michelin tavsiye listesinde de yer bulmuş Beira Mar ise kesinlikle yıldızlı bir tavsiye!

Cascais'te konaklama adına bol miktarda Guest House'a rastlayabilirsiniz. Bu konaklama evleri hem derli toplu hem de oldukça ekonomik oluyorlar. Eğer otel insanıysanız otel fiyatları genel olarak otellerin okyanus manzalı oluşu veya geçmişte önemli kişilerin yazlık evleri olmaları nedeniyle bir hayli yüksek kalıyorlar, bunu bilin. Diğer seçenek ise; bizim çok sevdiğimiz ve ülkemizde de seyahat severler tarafından daha sık kullanılmaya başlanan Airbnb ile ev kiralama şansı... 

Cascais; sevimli kıyı şeridi, marinası, seyredilesi dalgaları, okyanus kenarı plajları, sörfçüleri, kasabaya yakın uçurumları, dar sokakları, şirin merdivenleri, seramikleri ve lokal lezzetleriyle bize kendini çok sevdirdi hakikaten. Seyahatimiz boyunca bu kasabada konaklıyor olmak ve kendisiyle çok daha yakın bir iletişim kurabilmek bize kendimizi çok iyi hissettirdi. Belki Cascais seyahat etmek için planlayacağınız ilk Portekiz destinasyonlardan biri olmayabilir, ama Lizbon'u ziyaret edecekler icin Lizbon’a en yakın kıyı kasabası olması nedeniyle bir gün ayrılabilir diye düşünüyorum. Hatta Cascais'de bir gün konaklarsanız, kıyı şeridinde bulunan diğer yakın köy ve kasabalara da zaman ayırabilirsiniz..

Sanat ve müze severler; 

* Museo do Mar ile deniz yaşamına dair keyifli bilgiler edinebilirsiniz.

Castro Guimaraes; Cascais'in en ilgi çekici binası. Hem Gotik hem seramik hem de Arap havasına sahip ve bir koleksiyonerin kendine ait sanat eserlerine ve ev eşyalarına ev sahipliği yapıyor.

sevgiler
lulu
x



 

 
 


22 Haziran 2012 Cuma

Portekiz seyahati sonrasi...

Selam!

Heyecanla planlayıp, sabırla beklediğim Portekiz seyahatimiz yüksek duygularla tamamlandı. Aslında her seyahat sonrası anılarımı şükürle geçmişe teslim eder, onlar üzerine uzun uzun düşünür hatta yazar ve gelecek günlere, yeni seyahatlere heyecanla bakıyor olurdum; ancak uzun zamandır ana şehirler dışında daha çok kıyı köşe seyahatler yapmaya başladığımızdan olsa gerek, seyahat bittiğinde bedenen geri gelmiş olsam da ruhen o geri dönüşü gerçekleştiremiyorum. Aslında bunun en önemli nedeni; gittiğim yerden çok, döndüğüm yerin ve toplumsal yaşam anlayışımızın hassas bünyemi zorluyor oluşu.

Yine o karmaşık hisler içindeyim yanı sevgili okuyucu... 

Portekiz seyahati; Lizbon ve onun kuzey kıyı şeridini detaylıca keşfetmek üzere planlandı ve konaklama olarak da Cascais'i tercih etmek verdiğimiz en doğru kararlardan biri oldu diyebilirim. Havalimanından seyahat öncesi kiraladığımız aracımızı alıp evimize yerleştikten sonra müthiş bir heyecanla keşfettik her adresi. Avrupa sınırlarındaydık ama sanki değildik... Müthiş bir deneyimdi..


Bu seyahat hakkında bana sorulan iki önemli soru vardı. Seyahat postlarıma başlamadan evvel bu iki soruyu hızlıca yanıtlamak istiyorum ilk olarak;

1. Alpcan için 5 saatlik uçuşun hem gidiş hem de dönüşü sorunsuzdu diyebilirim. Mizaç olarak zaten çok hareketli ve ağlamaya pek hevesli olmaması da bu anlamda çok işimize yaradı elbette. Bu uçuş, uzun uçuşlar için de bizi yüreklendirdi. Basınç nedeniyle kulaklarında bir sıkıntı yaşamadık. Daha küçükken yaptığımız bir seyahatin iniş ve kalkışı biraz huzursuz geçmiş ve emzik kullanmayı ya da süt biberonunu eline vermeyi ihmal etmemiştik. Bence bu iki önemli obje mutlaka ama mutlaka uçuşlarda yanınızda olmalı. Eğer emzirmeniz devam ediyorsa, basınçı alt etmenin en doğru yolu bebeğinizi emzirmek olacaktır.

2. Portekiz vizesi geçmişte hakikaten eziyet bir prosedüre sahipti. Bu yüzden de hep bir şekilde ertelememize neden olmuştu. Şimdiyse prosedür anlamında her şey çok daha kolay ilerliyor diyebilirim. Özellikle hazırda Schengen vizesi olup, vize aldığı Shengen ülkesine ilk girişini yapmış kişiler aynı vize ile Portekiz'e de sorunsuzca giriş yapabiliyorlar.

Ancak; seyahat öncesi yeni vize almanız gerekiyorsa, bu vize kesinlikle Portekiz Schengen'i olmak zorunda. Bu konuda ülke son derece katı bir politika izliyor. Normal şartlarda Portekiz Konsolosluğu Ankara'da bulunuyor ve vize öncesi yüz yüze görüşmeyi şart koyuyorlar. Bu yıl (2012) ise Portekiz Konsolosluğu Macaristan Konsolosluğu ile bir anlaşma yaptı ve bu anlaşma sayesinde Portekiz Schengen vizesi İstanbul Macaristan Konsolosluğu'ndan yalnızca evrak prosedürleri sonrası kolayca alınabiliyor. Daha detaylı bilgi için seyahat öncesi acentenizi ya da konsolosluğu aramayı ihmal etmeyin elbette.

Biz 3 kişi için bu şekilde vize aldık. Ben ise İtalya vizem ile hiç sorunsuzca ülkeye giriş çıkış yapabildim.. 

Anlatacak çok şey, yazacak bir dolu keyifli notum var bu seyahate dair. Ama biraz zaman…. Gördüğüm güzelliklerin içimde yarattığı yüksek duyguları az da olsa sakinleştirdiğimde, konuşmak yerine daha çok yazıyor olacağım diye düşünüyorum. 

Sevgiler,
Lulu
x

14 Haziran 2012 Perşembe

Até Depois !

Yıllardır gitmek isteyip vize işlemleri Ankara'da mülakat gerektiriyor diye sürekli ertelediğimiz Portekiz seyahatimizi prosedür değişikliği sayesinde sonunda gerçekleştirmek üzere yollardayız…

Alpicolo ve valizi hazır.
Check-in işlemlerimiz az evvel bitti..
Artık bize düşen güzel anılar biriktirmek, yepyeni keşiflere imza atmak ve bolca fado  dinleyip, şarap tüketmek.. 

Até Depois!
x