Öne Çıkan Yayın

PUGLIA - Itria Vadisi

4 Ekim 2011 Salı

HER DEM ROMA...


Alpico'nun da içine dahil olacağı yaşama dair bizi çok korkutanlar ya da daha çok korkutmaya çabalayanlar olmuştu hamilelik sürecimde. Özellikle de seyahat anlamında "çocuk olsun, görürsünüz siz" diyenler hiç hiç azımsanacak sayıda değildi. Kulaklarını tıkamasını bilen, gülüp geçmeyi zaman içinde öğrenmiş bir şekilde anne olmaya karar verdiğimden bu söylemleri çok da kafama taktığımı söyleyemem.. İyi ki de öyle yapmışım, zira enerji enerjiyi besler ve siz özde neye inanırsanız, evren de o inandığınız şey için iş birliği yapar..

Neticede Alpcan bizden çok da farklı bir yolda değil. Doğduğu günden bu yana hayata alışma süreci gayet uyumlu süregittiğinden, seyahatlerimize de nerdeyse aynı sıklıkla devam ediyor ve hep hayal ettiğimiz gibi bu deneyimi onun varlığıyla taçlandırıyoruz. "Bunun bir formülü var mı?" sorularına doğru bir yanıt verebilir miyim açıkcası bilmiyoru, ancak bunun benim bakış açımdan en önemli nedeninin; bizim hayatı algılama şeklimiz ve olumsuza odaklanmama halimiz olduğunu söylemem mümkün..

Hepimiz biliyoruz ki; olumsuz motivasyon örnekleri her daim bizlere dayatılıyor ve üzerimizde belli belirsiz de olsa birer toplumsal baskı oluşturuyorlar. Buna sanırım ki kimsenin bir şüphesi yok artık. Fakat buna rağmen dayatılan olumsuzlukları yaşamak zorunda olmadığımızı biliyorum, sizinde bu noktada bir farkındalık kazanmanızı dilerim o yüzden.. Her anne ve her çocuk özde tek, biricik ve her birinin deneyimleri belki birbirine çok benzer ama kesinlikle çok da farklı diye düşünüyorum ben. Bana kalırsa bu bilinç kiymetli.. Bu şekilde bakıldığında da bebek sahibi olmanın tüm zorluklarının çok daha kolay ve yumuşakça halledileceğine neredeyse eminim..

Gelelim yeni seyahat planlarıma..

Ekim ayı sevgiliyle ilişkimiz için en kıymetli ay, çünkü kutlamalarımız daha çok ilk birlikte olmaya başladığımız gün odağında ilerliyor senelerdir.. Kapitalist sistemin dayattığı ve herkese özel olması beklenen günlerse hiç ilgi ve duygu alanımız olmadı açıkçası.. O nedenle yaklaşan Ekim ayı kutlaması için elbette Alpcan'ı da yanımıza alıp, kısa bir tatil sürprizi planlıyorum bugünlerde.. Hem de can'ım Roma'cığımıza doğru...

Roma, çok (aslında en!) sevdiğimiz ve yaşamayı en çok arzu ettiğimiz Avrupa şehri olması yanında, Alpcan'ı hayatımıza katmaya karar verdiğimiz ve gidip Sistina Şapeli'nde dua ettiğimiz şehir. Yani hakikaten manevi olarak bir anlamı var o şehre yeniden geri dönmemizin ve bu kez yanımıza Alpcan'ı da alacak olmamızın.. Bir yanım araya Siena ziyareti de ekle diyor aslında, ama diğer yanımı dinleyerek Roma'ya dair tüm özlemlerimizi yaşamayı tercih ederiz gibi de hissediyorum..

Bakalım o yollar Roma'da nasıl şekillenecek.. 


4 yorum:

  1. Canim arkadasim,en dogru karari vermissiniz. Roma kesinlikle bir asiklar sehri, :-) bir baska bonusunuzda alpcan:-) keyifli big tatil olsun simdiden:-) cagil.

    YanıtlaSil
  2. Harika bir karar, hosgeliyorsunuz : ) Belki buralarda da gorusebiliriz, ortada Siena da yada Roma'da, ben is icin oraya da gidiyorum arada : )

    YanıtlaSil
  3. Balayında gitmiştik kuzum ne yap ne et firenzeye de uğra mucx

    YanıtlaSil
  4. Aylin'cim aslinda Floransa olarak yaptigim rezervasyonumu Roma'ya cevirdim biliyor musun ? neyse gelmeden once yeniden haberlesir mumkunse ortada bir yerde buluruz cnm :) cok sevinirim hemde !! ;)

    :) Stil Direktoru (: !! cok sekersin.. Firenze'yi daha once gorduk bizde ama mutlaka yeniden gorulmesi ve hatta Toskana'ya dogru uzanilmasi gerek diye dusunuyoruz :))

    YanıtlaSil