Öne Çıkan Yayın

PUGLIA - Itria Vadisi

23 Şubat 2013 Cumartesi

PAROS ADASI - Kiklad Adaları'nın İnci Tanesi

Selam Sevgili Okur!

2012 yılının ilk deniz tatili için planlarımı netleştirdiğim şu günlerde, benim gibi yaz tatili planı yapanlar ve özellikle de Yunanistan'ın hangi adasına gitsek diye düşünenler için 2010 yazında ziyaret ettiğimiz nefis bir adanın notlarını paylaşmak istiyorum..

Paros Adası'na ilk kez henüz iki aylık hamileyken -biraz çılgınca bir karar gibi görülmüştü herkese- gitmeye karar vermiş ve her zamanki gibi adaya gitmeden önce ve sonrasına da Atina şehri ziyaretini sıkıştırmıştık.. İstanbul'dan Atina'ya uçacak, Yunan dostlarımızla özlem giderecek ve sonrasında da Efie'nin de yazlık evinin bulunduğu ve senelerdir ondan dinlemeye doyamadığım Paros'a doğru feribot ile yol alacaktık..

Paros, Yunanistan sınırları içindeki en popüler adaları kapsayan Kiklad grubunun bir üyesi.. Şıkır şıkır kristal sular, upuzun kumsallar, bir Yunanistan klasiği olan mavi-beyaz evlerin şirin mimarisi ile görsellerde görmeye alıştığımız karelerin tamamını sunuyor bu grubun adaları... Popülerlikte bir dünya markasına dönüşen Mykonos bu adalar grubunda yer alıyor.. Mykonos dışında da enfes adaları var elbette grubun. Belki onun kadar popüler değiller, ama en az onun kadar güzel sahillere sahipler hepsi de... Gastronomik açıdan ise Mykonos bir dünya harikasıysa, diğer Kikladlar da lokal açıdan tam bir gastronomi cenneti kabul edilebilirler.. Bu grup adaları içinden yalnızca Santorini diğerlerine göre daha farklı bir coğrafyaya sahip, ancak onun da ana odak noktası yüzmek değil de adanın daracık sokaklarını, ruhunu ve gün batımı keyfini yaşamak... Uzun lafın kısası; her neresi olursa olsun Yunanistan sınırlarında olmak birbirine yakın ve doyulmaz deneyimler yaşayıp, bu deneyimleri bir ömre yetecek hatıralara dönüştürebilmek demek...

Bir de mitolojik not ekleyelim bu grup adalarına.. Yunan mitolojisine göre Kikladların oluşumu deniz tanrısı Poseidon'un Kiklad perilerine öfkelenmesi ve bu öfkeyle onları adalara çevirmesi şeklinde anlatılır.. Hikayenin de hakkı var.. Görünen o ki; adaların hepsi de bir peri kızı kadar güzeller...

Gelelim Paros'a.. Özellikle yoğun yaz dönemi adayı Avrupa şehirlerinden binlerce kişinin ziyaret ettiği söyleniyor.. Bizim ülkemizde ise (şu an için) Paros yabancı bir adres ve pek keşfedilmiş gibi durmuyor. Ancak biliyorum ki; çok yakın yıllar içinde Yunanistan'ın birçok adası gibi Paros da Türk gezginler tarafından keşfedilecek ve de çok sevilecek, zira bu adada bir deniz tatilinden beklenen her şey mevcut. İster sakin ve romantik bir tatil, ister gece ve gündüz çılgın partilerle dolu saatler... Paros her doz hareketliliğe sahip diyebilirim, ayrıca hangi tatil şeklini tercih ederseniz edin, Paros'ta daima özenli ve lezzetli bir mutfak bulacak ve mükemmel plajlarda yüzeceksiniz..


U L A Ş I M

Paros Adası'na Atina aktarmalı iç hat uçuşlarıyla ya da bizim gibi Pire Limanı'ndan kalkan feribotlarla ulaşabilirsiniz. Pire'den kalkan büyük yolcu feribotları adaya 4,5 saatte varıyorken, hızlı feribotlar ile bu seyahat 3 saat 15 dakika gibi bir süreye inebiliyor. Tabi bu iki feribot arasında bir fiyat farkı da oluşuyor.. Tavsiyem yaz dönemi için biletlerinizi online olarak almanız, zira Paros feribotları Mykonos'a da gittiğinden her daim çok çok yoğun oluyorlar..

Bu arada Pire Limanı dışında Rafina Limanı'ndan da kalkan Paros feribotlarına göz atabilirsiniz.. Bu Liman Pire'ye göre çok daha küçük olduğundan, sabah karmaşası çok olmuyor..

4,5 saatlik araç ve yolcu taşıyan feribotların detayları için Blue Star Ferries; hızlı feribotlar için ise Hellenic Seaways ya da Seajets firmalarının web sitelerini kontrol edebilirsiniz.. 

Keyifli bir Ege Denizi yolculuğu sonrası adaya ulaştığınızda gözünüze çarpacak ilk detay; feribot iskelesinin hemen karşısında bulunan ve Paros Adası için ikonik bir fotoğraf karesi sunan değirmenler olacak...

 

Paros Limanı yani feribotların yanaştığı ana liman Parikia bölgesinde bulunuyor. Eğer bu bölgede konaklamak isterseniz ada geneline göre biraz daha uygun fiyatlarla konaklama yapmanız mümkün oluyor, ancak daha turistik kalıyor denebilir.. Ayrıca Parikia'da plaj konusunda çok iyi bir tercih hakkınız yok denebilir.. Aslında uzun ve geniş bir plaja sahip Parakia bölgesi ama tam aradığınız ada suyu berraklığına sahip olduğu söylenemez.. Kötü değil elbette, ama bizim hayalimiz bu değil diyelim...

Parikia'da limanın en solunda Livadia Beach diye anılan sahilde Tango Mar adında bir işletme var. Adadan ayrılmadan önceki son günümüzü, hatta bir tam günümüzü bu işletmede geçirdik biz.. Temiz, derli toplu ve mutfağı lezzetli bir işletmeydi.. Denizi de gayet tatmin ediciydi, her ne kadar sahili biraz dar olsa da... Ancak işletmenin güzel yanı bahçesindeki yeşillikler üzerinde de geniş bir güneşlenme alanına sahip olmasıydı..

Parikia'da tarih meraklılarının görmesini tavsiye edeceğim bir önemli kilise mevcut. Panagia Ekatontapiliani Kilisesi 4 yy.da inşa edilmiş bir Bizans Kilisesi ve “The Church of 100 doors" yani 100 kapılı kilise olarak anılıyor. Yunanistan genelinde en iyi korunmuş kiliselerden biri olduğu söyleniyor kendisi için ve efsanesi de; kilisede 99 kapı olması ve 100. kapının ancak İstanbul yeniden Yunanlılara ait olduğunda bulunabileceği.. (ah sen yok musun İstanbul....)

Parikia'nın en güzel yanı ise, her köşesinden ayrı bir güzellik fışkıran daracık sokakları ve çarşısı.. Akşamları bu çarşıda keyifle dolanıp, yemek için de birbirinden lezzetli mekanlardan birini seçebilirsiniz...









Bir ada klasiği olarak ATV ya da motor kiralayıp adada 360 derecelik bir çember çizmek her ada ziyaretinde olduğu gibi Paros'ta da mutlaka diyeceğim belki de tek tavsiye. Beni hamile oluşum bile durdurmamıştı bu keyiften, ama durup düşündüğümde delilik olduğunu da farkediyorum; zira henüz iki aylık hamileydim ve bebek henüz tam anlamıyla anne rahmine tutulmuş bile sayılmıyordu. (Gençlik ve tüm diğer delikanlı şeyler..) 

Neticede böyle bir çemberi motor, ATV ya da araba ile çizmek; adayı keşfetmenin en keyifli yolu oluyor kesinlikle.. Bu sayede en bakir ya da en vahşi plajlar yanında güneşin gözden yitirildiği en güzel gün batımı noktalarını da kaçırmamış oluyorsunuz... 











NAOUSSA, Paros Adası'nın kuşkusuz ki en keyifli sahil kasabası.. Hem konaklamak için tercih edilebilir güzellikte hem de gece hayatı açısından son derece hareketli bir bölge. Barlar, tavernalar ve gece/gündüz durmaksızın süregiden nefis bir çoşku var adanın bu bölgesinde. Hatta Naoussa için tüm Kiklad Adaları içindeki en güzel kasaba diye bahsediliyor ki; böyle söyleniyorsa vardır bir bildikleri..

Naoussa'da mutlaka limanı çevreleyen tavernalarda yemek yemeli ve dar kasaba sokaklarında kaybolmalısınız diyebilirim. Eğer balık ürünlerinde farklı tatlara da açıksanız güneşte kurtulmuş ve tuz ile pişirilen Guna Fish denemek için de adadaki en ideal yer burası. Yanına da pek az bilinen Souma içebilirsiniz.. Kendisi yine üzümden elde edilen yüksek alkollü bir içecek.. Hatta üzümleri deniz suyu ile mayalarlarmış soumayı hazırlarken.. Eğer yemeğiniz yanında terci etmezseniz dahi, bir shot yapmayı ihmal etmeyin derim..

Siparos tam merkezde değil, ama Naoussa'ya yakın ve en iyiler arasında adı geçen restoranlardan biri.. Tam olarak limanda olmayı tercih ederseniz; benim favorim Barbarossa, Efie'ninki ise Marios. Koktely ya da gecenin yemek sonrası devamı için Somaripa ve Comeback notlarınızda olabilir, zira iki mekan da enfes kokteyller hazırlıyor..









P L A J L A R

Paros hakikaten nefis plaj seçeneklerine sahip bir ada. Bitmeyen partileriyle Mykonos'u anımsatanlardan, daha sakin ama organize olan kendi halindeki plajlara kadar aradığınız her kriterde işletme bulunuyor Paros'ta. Ve elbette onlarca bakir ve keşfedilmeyi bekleyen sahilleri de mevcut...

Parakia'yi merkez olarak düşünürsek, adanın saat yönündeki tüm plajlarında uzun ya da kısa, ama mutlaka ıslandık sevgiliyle. Mastrelo, Kolimbithres, Monastiri, Santa Maria, Ambelas, Molos Bay, Piso Livadi (minicik ama enfes bir balıkçı kasabası), Pounda, Chrisi Akti, Farangas Bay, Aliki Bay, Parasporos....

Kolimbithres için adanın en farklı ve en ünlü plajı diyebilirim.. Tüm popülerliğine rağmen de oldukça sakin bir kum plaj burası ve heykel gibi özenle yontulmuş gibi duran granit kayalarla çevrilmiş durumda. Rüzgar ve dalgaların bin yıllar içinde ortaya çikardığı bu güzellikler hakikaten ıskalanmaması gerekiyor.. Ayrıca kayaların güzelliği enfes bir su berraklığıyla birleşiyor ve bu sayede ilginç bir plaj deneyimini sunuyor ziyaretçilerine. Organize bir plaj elbette, ama tercih ederseniz kayaların üzerinde de sere serpe de vakit geçirebiliyorsunuz.. 



Santa Maria bizim sevgili ile en sevdiğimiz plajlardan biri oldu. Naoussa'ya yakın plajlardan biriydi Santa Maria ve daha çok rüzgar sörfü ve diğer spor aktiviteleri için kullanıldığını öğrendik. Organize bir plajdı ve gün içinde yararlanabileceğimiz lezzetli bir tavernası vardı. O günün rüzgar yönü sayesinde Santa Maria'nın suları son derece durgundu ve bize hiç unutamayacağımız bir plaj günü armağan etti..

Farangas tatlı bir plajdı, ama işletmesi denizinden çok barı ile de ön plana çıkmıştı.. Sevgili birkaç saat ayırdığımız plajda keyifli bir kokteyl denemesi yaptı, mutluydu da...

Golden Beach ise kesin ve net adadaki favori plajımız oldu! Suyun rengi inanılmazdı, plaj işletmesi çok başarılıydı ve yemekleri de bizi aşırı tatmin etti.. Burada bir tam bir gün geçirip, plajın tüm güzelliklerinin keyfine vardık diyebilirim.

Revize Bilgi 2020: Bizim ilk seyahatimiz sonrasında Golden Beach'in az ötesinde bir de New Golden Beach ortaya çıkmış.. Onu da notlarınıza alabilirsiniz.. 
 
Punda Beach Club adanın gördüğümüz kadarıyla en hareketli plajıydı. Öğleden sonra partileri pek meşhurdu, ama bizim o kadar da ilgimizi çekmedi; zira partileri Mykonos kadar çılgın görünüyor olsa da dekor olarak Mykonos işletmelerinin yanından bile yaklaşamazdı.. Denizi de bizi çok cezbetti diyemem, ama belli ki bu işletmeye gidenlerin deniz çok da umurunda olmuyordu... Yalnız işletmenin girişindeki karşılama alanında bulunan geveze papağanlarını aşırı tatlıydı, zaten kendisi ada genelinde pek meşhur bir karakter...

Lageri bakir plajlar içinden en sevdiğimiz oldu. Sabah erken bir saatte uğradık bu plaja, deniz henüz derim bir uykudayken.. Çok çok keyifliydi hakikaten..

Aliki, adada deniz kenarında yenecek lokal bir öğle yemeği için enfes bir adres.. Mouragio ise notlarınızda olmaya değecek kadar leziz bir fish tavern.. Kendi tekneleri ile tuttuğu balıkları servis eden, tazecik ve çıtır çıtır kalamarlarına doyulmayan kendi halinde bir durak kendisi.. Denizin hemen üzerinde konumlanmış olması sayesinde yalnızca öğlen değil akşan yemeklerini de anlamlı kılabilecek bir nokta.. 



Piso Livadi; çok ama çok uzun zamandır yüzdüğüm en huzurlu denizdi benim için.. Bu hissi içinde bulunduğum hamilelik sürecinin duygusal yükselişleri mi belirledi, yoksa deniz suyunun o kadifemsi dokunuşları çok mu şefkat doluydu tam bilemiyorum ama verdiği his derim bir huzurdu, bunu çok iyi hatırlıyorum.
Küçücük bir balıkçı kasabasıydı Piso Livadi ve kendi halinde bir güzelliği vardı.. Aslında yalnızca bir öğlen yemeği için ziyaret etmişken, hem yemek hem deniz hem de kısa bir şekerleme fırsatı bulduk küçük sahilindeki ağaçların altında.. Yeri ayrı bizde..

Paros seyahati zamanları blog yazmadığımdan restoranın ismi de aklımda kalmamıştı, ama şimdi Piso Livadi restoranlarına göz atınca, denizin hemen yanı başında yediğimiz o unutulmaz öğle yemeğini Markakis'e borçlu olduğumuzu hatırladım. Amacımız taze balık ve deniz ürünleri yemekti, öyle de oldu elbette.. Klasik balıkçı kasabası menümüzü sipariş etmiştik.. Taze balık tercihimiz Marides olmuştu. Bu balık sardalya benzeri bir lezzete sahip ve doğru kızartıldığında çok keyifli oluyor yemesi.. Yanında yumuş yumuş bir ahtapot, tereyağında karides, kalamar ve Yunan salatası! İşte bu sofra cennet değil de ne sevgili okur?! 

Not: Piso Livadi'de bizim Yunanlıların favori restoranı yıllardır Ouzeri Halaris. Onu da bir başka Paros ziyaretinde deneyimleyeceğiz umarım.. 



Paros'un kıyı köyleri dışında adanın iç kesimlerine yayılmış ve enfes karelerle göz hafızanızı şenlendiren köyleri bulunuyor.. Bu köyler içinden favorimiz; bir dağ köyü olan LEFKES. Uzun uzun saatler geçirmedik aslında Lefkes'te, ama daracık sokaklarında telaşşızca dolaştık, minik meydanında sevgili frappesini içti, ben de taze meyvemi yedim ve tüm bu kısa zaman içinde aramızda tatlı bir bağ oluşuverdi Lefkes ile.. 
Cafe Marigo ise aşırı lokal hali ile inanılmaz tatlı bir köy mekanı olarak kalbimize kazındı... Burada mutlaka soluklanın..

Vakti olanlar ve ilgili olanlar için trekking rotası kabul edilen Prodromos Köyü'ne Lefkes'ten yürüyerek geçiliyor.. Bunu da eklemiş olayım.. 



Lefkes'e yakın ve yine çok sevimli bir köy olan Kostos, köyün hemen girşindeki sevimli kilise ve kilisenin yan sokağına doğru bisikletini taşıyan minik Yunan kız çoçuğu ile aklımıza kazınan bir kare oldu...

Kostos, koru içine adeta serpiştirilmiş gibi duran bir dağ köyü.. Adını da bu bölgede yetişen ve aynı ismi taşıyan Kostos çiçeğinden gelirmiş..

Paros Adası'nda, ana liman bölgesine yaklaşık 15/20 dakika gibi bir mesafede hem bitki örtüsü hem de serinliğiyle enfes bir nokta diyebileceğim Kelebekler Vadisi bulunuyor. ATV ile ulaşmanın beni bir miktar yorduğu, ama vardığımız zaman gördüğümüz kelebeklerin kanat desenleriyle inanılmaz etkilendiğim ve yorgunluğumu unuttuğum bir serüvendi bu vadi ziyareti.. Kelebek türlerinden anladığımızı söyleyemem, hatta bu konuda aşırı bilgisizdik demek daha doğru olur; ancak okuduğumuz notlar sayesinde kelebekler ve türlerine dair birkaç önemli bilgi edinebilmek harika oldu!



ANTIPAROS:

Yunanistan'da bazı adaların hemen yanı başında bir minyatür ada daha bulunur ve o adalar genel olaral ana adanın isminin önüne "anti" eklenerek isimlendirilir. Paros adasının hemen yanında da böyle minik bir adacığı bulunuyor. Yani Antiparos'u.

Antiparos'a ister konaklamalı ister Parikia ve Pounta'dan kalkan tekneler ile günlük olarak ziyaret edelebilen bir adacık. Her yarım saatte bir, küçük tekneler kalkıyor 15 dakika içinde sizi Antiparos'a ulaştırıyor. (Parakia'dan yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor yolculuk, Pounta'dan ise 5/7 dakika..)

Bu adayı Paros'un tam olarak minyatürü gibi düşünebilirsiniz. Özellikle yaz başı ve sonlarında eşsiz bir sakinliği olduğunu ve birçok turist için bir inziva noktası olarak kabul edildiğini söylüyorlar ki; biz de haziran ayında adayı ziyaret ettiğimizden bu keyifli sakinlikten nasibimizi aldık diyebilirim.. Arnavut kaldırımlarına begonviller saçılmış pitoresk sokakları, rengarenk süslenmiş beyaz evleri, minicik taverna ve kafeleriyle çok çok keyifliydi ada, ama aklımıza kazınan en net görüntü; adanın hemen hemen her noktasında gözümüze çarpan ipe dizilip kurutulan ikonik ahtapotlardı diyebilirim. Bir de adanın sevimli ev sahipleri olarak bahsedilen, hop denizde hop karada gördüğünüz şirin kazları...

Bu güzel ada elbette zaman içinde birçok ünlü isim tarafından da keşfedilmiş. Eşinin Yunan kökenli olması nedeniyle ülkeyi çok daha yakın tanıyan ve bir Yunan sevdalısı olduğunu bildiğimiz Tom Hanks'in de Antiparos'ta bir yazlık evi bulunuyormuş mesela.. Onun dışında yaz aylarında yüzlerce tekne de ada çevresine demirleyip, ada sokaklarının ve denizinin keyfine varıyormuş.

Ada içinde gezmenin yanında, vaktiniz var ise küçük tekneler ile ada çevresinde de dolanmanızı tavsiye edebilirim. Biz bu aktiviteyi deniz o gün fazla rüzgarlı olduğundan yapamamıştık ne yazık ki; zira ben dalgalı denizden çok çekiniyorum... Mağara içlerine girmek konusunda da sıkıntım olduğundan aynı şekilde Antiparos Mağarası'nı da ziyaret edemedik biz. Oysa sarkıt ve dikitlerini çok görmek isterdim.. Aslında geçmişte birçok seyahatte yer altı mağarası ziyaret etmiştim, ama belki de hamilelik hormanlarının verdiği ekstra bir reaksiyondu bu.. Ben de kendime eziyet etmemeyi, şartları zorlamamayı tercih ettim..

2010 yılı için konuşursam; adanın organize bir plajı yoktu ve bu yüzden de ihtiyacımız olan her şeyi yanımızda götürmüştük biz.. Ama bu durum bu şekilde devam etmez diye düşünüyorum; zira Paros ve Antiparos, Mykonos'un arkasından en hızlı popülerlik kazanan Yunan adalarından.... 




Paros, en azından şu postu yaptığım yıllar içinde, Kiklad grubu adalarının en popüler ikilisi Mykonos ve Santorini kadar yoğun bir kalabalığa sahip olmayan ve bana kalırsa tüm Kikladlar içinde bir inci tanesi gibi parıldayan enfes bir ada.. 

Bir sonraki Paros seyahatimizde Alpcan da yanımızda olur diye çektiğimiz fotoğraf ile kapatıyorum bir seyahat yazısını daha.. O fotoğraf çekindiğinde cinsiyeti bile belli değildi aslında, ama biz evelden ezelden bir Alpcan hayalini yaşıyor ve içten içten onun geleceğine inanıyorduk sevgiliyle...  

lulu
x




33 yorum:

  1. yine yunanistana gitme hayallerimi tetikledi bu post ! =) gerçekten çok güzel kareler özellikle şu an kar fırtınası olan bir şehirde çok iyi geldi lulucumm ! =)

    YanıtlaSil
  2. Lulucum, bekliyordum bu postunu gecen seferki yunan adalari yazismamizdan sonra, harika bir post, ellerine saglik. O mamalari yemek, o sularda yuzmek, o gunesin batisina bakmak, o harika minik beyaz bulutlu gokyuzune bakmak istedim, sayende sanal olarak ta yaptim : ) Biz de sizin gibi ayak ve golge fotolarini cok severiz : ) Plaj ve gece elbiselerin icinde de cok guzel duruyorsun, yaziyorum yine daha cok senli resim istiyorum ben : ) O minik pastane cok sirinmis cidden. Cok detayli, tiyolu bir post olmus. Yunan adalarina gitmeye ikna edersem esimi, cok isime yariycak bu post, hemen resimleri ona da gostericem : ) Bir de cok merak ettim deniz tatili yerinizi, ben de sana hem Toskana hem deniz istiyorum ne yapsak diye yazinca sen, Toscana nin da guzel plajlari ve adalari oldugunu yazacaktim, yada Liguria sahilleri, o da cok yakin buraya. Optum canim, seni ariycam cok yakinda : )

    YanıtlaSil
  3. @Alice Kar kis biktik artik hepimiz.. Biran once Yaz olsun denizden cikmayalim di mi ? Yunan hayallerin en kisa zamanda gerceklessin tatlim..

    @Lila Moonlight Canimm bu post seni dusunerek hazirlandi :) Umarim esini ikna etme sansin olur.. Yunanistan'da bu yaz cok cok uygum fiyatlara oldukca luks bir tatil yapabilirsiniz eminim.. :) Bu arada bizim destinasyonumuz Portekiz kiyilari.. Ucak bileti rezervasyonumuzu yaptim sanirim Persembe gunu almis alurum.. Toskana icin Alper yaz sonu olsun, bag bozumunu yakalayalim diye diretiyor :) Bende belki bayram tatillerinde kacariz diye plan yapiyorum :) Ama musait oldugun bir vakit Toskana ve deniz secenekleri ile ilgili bir kac destinasyon bilgisi alirim senden tatlim ;)

    YanıtlaSil
  4. bayildim bu posta. hemen yaz gelsin, gidelim bu adalara ve lokum ahtapotlarin tadina bakalim istedim. Aylin gibi ben de bu postu aksam Sevgiliye gostermeyi dusunuyorum. henuz yaz tataili planlarimiz kesinlesmemisken ilham versin bize;)

    YanıtlaSil
  5. Gonca'cimmm gitmenizi ve harika valit gecirmenizi cok isterimmmm :) Gercekten keyif alacagina eminimm ;) Sevgili'nin yorumlarini da ilet bana olur mu :))

    YanıtlaSil
  6. Muhteşeeeem :)) Bayılıyorum senin gezi postlarına, anlatış tarzına, tiyolarına :) Çok şekersin Lütfiyee :) Bi gün ayarlayalım bi kahve içelim seninle de bana canlı canlı anlat :) Gitmş kadar oldum inan :)

    YanıtlaSil
  7. @Lunapark Queen Canimmm cok tesekkur ederimmm :) Sende oylesin biliyorsun... ! begenmene cok sevindim, emek verdigimiz seylerin takdir gormesi sanirim biz bloggerlarin en mutlu anlari :))) Mutlaka bulusalim canim , cok isterim seni yeniden gormek ;)

    YanıtlaSil
  8. bura hakkında bi bilgim yoktu senden öğrendim gayet güzel bi yere benziyor.o cafenin girişine filan da bayıldım,çok sempatik

    YanıtlaSil
  9. @gulumse tesekkurler cnm.. Gercekten cok sempatik bir ada ! Butunu boyle.. Umarim gorme sansin olur :)

    YanıtlaSil
  10. Canımcım ellerine ve ruhuna sağlık :) Tekrar gitmek isterim kuzumuzla beraber :) Yaşasın tatil :)

    YanıtlaSil
  11. Ah kuzum yazı özlemişim ve evet postu sevdimm .)

    haha aynen hamişken ve normalde de bence yüzme gibisi yok
    ayak tek cee ve eller patiler olan kare duvara asmalık bebeğim

    bazı yerleri biliyordum bilmediklerimi de not aldım
    hayat bize paso gezmeyi nasip etsin öperim cici

    YanıtlaSil
  12. lulu'cum süper bilgilendirici bi post olmuş yine, bayılıyorum seyahatlerinize sizin, seni ayrıca tebrik ediyorum bu enerjin için :)
    aslında tr dışına hiç çıkmamış biri olarak ne güzel ve yakın bir alternatif olabilir. gitmeden fikir sahibi oldum böylelikleeee :) fotoğraflar süper, ben de su içindeki el ve ayakları çok beğendim!
    sevgiler, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  13. AY siz nasıl enerjik bir çiftsiniz böyle hamişken atv keyfi süper tavsiyelerini dinliycem hamile olduğumda yaza denk gelirse bol bol yüzerim yer de çok güzel görünüyor deniz manzara...

    YanıtlaSil
  14. @Stil Direktoru oooo tesekkurler tatlimmm sana not aldirmayi basardiysam tamamdir.. Sirtim yere gelmez :)))

    @ozge bayrak Ozge'cim bende cok tesekkur ediyorum tatli yorumun icin.. Umarim ziyeret etme sansi bulursun.. Gercekten cok keyif alacaginiz bir tatil olur ve cidden cok yakin bir destinasyon :)) Adalar arasi bir kac feribot seferi ile Bodrum ya da Kusadasindan bile ulasabilirsin ;)

    @sonsuz dekorasyon Tatlimm , sana enerjik hayatin hamilelikle ya da bebekle durmasinin gerekmedigini ogreticem soz :))) Dunyanin en guzel duygusu suan 3 kisi ile de ayni seyleri yapabiliyor olmak !

    YanıtlaSil
  15. yaz gelsin yaz gelsin diye sayıklarken bu postunu gördüm içim açıldı. harika fotoğraflar... uludağ postunda pide istemişti canım şimdi dayanılmaz ahtapot yemek istiyorum. :D

    YanıtlaSil
  16. @sJ hihi bi kar bi deniz bunyeyi zorladim di mi ? :))) Yaz geliyor insallah yavas yavas ama uzun surecek insallah :)))

    YanıtlaSil
  17. @sJ hihi bi kar bi deniz bunyeyi zorladim di mi ? :))) Yaz geliyor insallah yavas yavas ama uzun surecek insallah :)))

    YanıtlaSil
  18. heyyy muhtesem gorunuyooo buralar. Bu paylasimlarinin cok isime yarayacagini dusunuyorum :) hic fena sayilmaz tatil icin Yunan adalari :)

    YanıtlaSil
  19. @ozlemce-lik Paros konusunda hem eglence hem de deniz ve lezzet anlaminda her turlu detaya talibim ;) tatil sonrasi yorumlarini merak ediyorum.. sormak istedigin birsey olursa buradayim ;)

    YanıtlaSil
  20. Bayildim yazina! Tam da hangi adaya nasil gitsek derken aklimizda olmayan bi adaya karar verdik sayenizde :) Yalniz sana simdiden gecmis olsun cok fena bi merakliya denk geldin, yandinnnnn :)) sorularim mailinde :))

    YanıtlaSil
  21. @Merakli anne :) Cnmm cok tatlisin tesekkur ederimmm :) Fena marakli olman harika seyahat kararlari almada sana yardimci olacagim anlamina geliyor ! maillestik bile ! detaylari netlesince anlat bana..

    YanıtlaSil
  22. Fotoğraflarla yazı evimize getirmiş oldun :)

    YanıtlaSil
  23. lulucum yeni blog tasarımını çok begendim :)

    YanıtlaSil
  24. canım benım bende hamısken oyle cok seyehat ettım kı tabı cogu yuzmelı ıste su kusu kuzum oldu..ne kadar guzel..sanırım sızın tur bellı oldu en sahanesınden..bız yunanıstanı erteledık ...cunku kuzumla gezmelı tatıl ıcın 3 u beklemeye karar verdık..arabada 1 saaat oturamayan bır kuzu ve kendı arabasında da oturmayan bır kuzu olunca bız otel tatılı sectık..hayatımızda 2. otel tatılımız dıyelım..malum gezentıler olarak hıc oyle tatıl yapmıyorduk :( ama rota yıne benım merak ettıgım bır yere...kuzun uslu mınnos oldugu ıcın benım ıcın de gez bız 3 den sonra sıze uyarız:))) hahhaha :))) askla olan karelerınız oyle guzel kı evın her kosesını suslemelı bence ama o mınnos ta 2 aylık ve ıcerde oyle kyf almstrkı :)) kocaman opuyorum sevgıler...

    YanıtlaSil
  25. Lulummm yeni blog tasarımın çok güzel olmuş içimi açtı :) Bir de yeni post istiyorum :))

    YanıtlaSil
  26. Lulu'mmm, yazdan bir esinti getirdi bu post bize :) o kumsalda güneşin sıcaklığını duyup serin suya ayaklarımı soktuğumu hissettim adeta. Hamişliğin bu kadar yakıştığı nadir güzel insanlardan Lulu'm, maviş tüniğin ve doğal dalgalı saçlarınla bir denizkızısın bu karelerde :) mavi kubbeleri fuşya begonvilleri ve muhteşem günbatımı ile yine bana yazı anımsatan, özleten ve bu sene bir yunan adasına gitmezsem çatlayacağım sanırım dedirten bir post oldu :)) Dilerim birlikte de gitmek kısmet olur bebeğim.. O güzel tatları birlikte tadarız. Kocaman öpüyor keyifli haftalar diliyorum :)

    YanıtlaSil
  27. kumlu ayaklarının resmine bayıldım çok güzel canım ayrıca halhalınıda çok beğendim heralde öyle deniyor yanlışım varsa düzeltin ve ayrıca ayakların valaha çok güzel benimkiler seninki gibi güzel olsalar tombiş kocaman olmasalar 1000 tane remini çkerimde esnetik lazım bana anca kurtarır...))))))

    YanıtlaSil
  28. Güneşi görünce yine bi Yunanistan'ım geldi derken yenilediğin Paros yazısını okudum, yine bayıldım :) Biz Lulu'yla yüzyüze bi türlü tanışamadık ama 2 sene önce sanki onunla tüm Paros'u gezmiş gibi hissediyorum :) Sayesinde yazısında bahsettiği herşeyi yaptık, eşim 'klimalı araba varken neden atv' diye sızlanırken, olmaz buranın tadı öyle çıkıyormuş diyerek atv kiraladık. Ceza olarak ben kullandım, boynum ve göğsüm güneşe karşı yol almaktan İstanbul'da ciğer gibi yanık dolaştım ama yine de sesimi çıkarmadım çünkü muhteşem bi tatildi. Bu sene başka yerler keşfetmektense yine Paros'a 4 yaşında Simsim ve muhtemelen 3 aylık olacak bebemizle gitmeyi düşünüyorum, delilik yapmış olur muyuz Lulumm? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canim ! ne tatli kadinsin.. cok tesekkur ederim.. inanilmz mutlu ettin beni yine.. Paros benim icin oyle ozel bir ada ki ! Yunan adasi diyenlere hic tereddut etmeden ilk Paros'dan bahsediyorum.. Cokca adasini gordum sindire sindire ama yeri hep baska.. denizi hep ayri guzel oldu benim icin.. 4 yasinda Simsim kesinlikle cok keyif alacak... 3 aylik bebis de ilk deniz macerasini hep hatirlayacagi bir yerde yapacak :) Daha ne olsun.. Bu kez araba kiralar gunesi de alt edersiniz nasilsa.. Bu arada biz Naxos adasinda Alpico'lu tatil yapmistik.. Araba ile ada keyfi yapmak da ayri guzel.. Hem bildiginiz bir ada oldugundan gezme gibi bir telasiniz da olmaz ! Muthis muthis bi karar :) Bu arada 2. bebek buyudukce diger ada maceralarimi da takipte kalmalisiniz.. Yunan adalarina hic doyum yok ! :) x

      Sil
  29. Merhaba,
    Ağustos'ta Mykonos'a gitmek için uçak biletimi almıştım fakat bileti aldıktan sonra farkettim ki konaklama çok pahalıya gelecek. Bu nedenle eşimle Mykonos'a uçup oradan yakın bir adaya feribot ile geçmenin mantıklı olacağını düşündük ve Paros'u seçtik :) Araştırma yaparken de yazınıza rastladım ve anlatımınızı çok samimi bulduğum için size yer konusunda danışmak istedim. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Noussa bölgesinde sahile yakın bir otelden rezervasyon yaptırdım fakat Noussa'nın daha çok liman havası olduğunu görünce acaba başka bir yerlerde konaklayıp araba kiralayıp farklı yerlere gitmek daha mı iyi olur diye düşündüm. Örneğin Logaros tarafı. Bir diğer opsiyon da Parikia tarafı.. Şu an 3 tane rezervasyon tutuyorum ve karar verip dğerlerini ipral etmem gerekiyor :) Diğer bir seçenek de 4 gün Noussa'da kalıp, 3 gün başka bir yerde kalmak olabilir. Hatta 1 geceliğine Mykonos'da bile kalabilirim çünkü toplamda tatilimiz 1 hafta. Tavsiye verebilirseniz çok sevinirim. Teşekkürler şimdiden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba , umarim cok cok gec kalmamisimdir yanitlamak icin.. Simdi gordum yorumunuzu.. Harika bir karar vermissiniz Paros icin lakin Agustos ayi Yunanistan'in her adasi yogun olacak olsa da Mykonos en en kalabalik olacak olanidir ve size keyif vermekten cok bunaltabilir.. Paros nefis bir ada.. Tum gordugum adalar icinde acik ara ondedir ve denizi de plajlari da cok cok iyidir.. Adanin cok Turk ziyaretci almiyor olusu da harikadir :) lakin Mykonos neredeyse Turk-Arab adasi olmus durumda.. Zamani kesin Haziran ve Eylul.. aklinizda olsun.. Konaklamak icin bence Noussa derim ! Ada buyuk ama 2 ayri yerde konaklamayi gerektirecek kadar degil.. Araba, motor yya da ATV'niz olursa zaten istediginiz beachlere kolayca ulasacaksiniz ki kesinlikle her gun bir baska beach'te keyif yapmalisiniz.. Noussa'nin guzel tarafi liman bolgesinin sevimliligi ve aksam yemeklerinde sizi cok dusundurmeyecek olusu.. Parikia'da bir secenek olabilir ve kesinlikle daha hesapli olur o secenek.. Ayrica carsisi cok keyiflidir ve restoran konusunda da oldukca zengin.. Son gece Mykonos kesin iyi bir fikir.. Donus ucagina yetisme stresiniz de olmaz boylece.. :) Sormak istediginiz farkli bir sey olursa ben buralardayim.. Simdiden keyifli seyahatler diliyorum.. Sevgiler !

      Sil
  30. Verdiğiniz bilgiler ve yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim :) Naoussa'da konaklayacağımız yer biraz tuzlu bu nedenle aslında 1 haftayı iki ayrı yere bölme gibi bir planımız var:) Örneğin Naoussa'da konaklarken Santa Maria gibi çevredeki plajlara gidip sonrasında da daha güney tarafında konaklayıp Golden Beach gibi plajlara gidebiliriz diye düşündüm. ATV ya da araba kiralamayı düşünüyoruz. ATV hep farklı bir deneyim olacağı için hem de daha hesaplı olacağı için sanıyorum tercihimizi o yönde kullanacağız :) Sizi yakalamışken birkaç sorum daha olacak aslında (yorum bırakırken açıkçası cevap alma umuduyla bırakmadığım için ayrıntıya girmemiştim:) ) Yazınızda okudum gerçi ama en beğendiğiniz plaj isimlerini yazabilirseniz çok sevinirim. Bir de tabii fiyatları da önemli. Alaçatı'da ya da Çeşme'de olduğu gibi günlük 70-80 gibi mi merak ediyorum doğrusu... Bir de bu arabaya ya da ATV'yi nereden kiralayabiliriz; önerebileceğiniz yerler var mı? Bunun dışında restoran, aktivite ya da başka bir adaya geçiş gibi önerileriniz varsa çok mutlu olurum. Tekrar teşekkürler.. Sevgiler - Elif

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevap vermez miyim hic ?! Blogun amaci bu.. Asil sizler gibi gercek okuyucular icin yaziyorum ve ben de boyle yazmaya hevesli bloggerlar sayesinde cok daha iyi planlar yapiyorum seyahatlerim icin.. :) Cok yerinde bir karar vermissiniz o kesin ! Paros'u doya doya yasayin.. Nasil daha hesapli olacaksa oyle dusunun cunku dedigim gibi ada gercekten buyuk olsa da ATV sayesinde gezmeniz cok cok kolay olacak.. Atv icin biz Parikia liman caddesi uzerinde bir acenta secmistik.. Noussa'ya da sorun diyecegim ama sanirim Parikia daha hesapli olacaktir.. Yine de degerlendirin adaya ulasinda.. Agustos yuksek bir sezon o yuzden bir parca daha pahali olabilir.. :( Plajlar icinde en en en iyisi kesin Santa Maria ve Golden Beach bana gore.. Denizi guzel, sahili guzel, isletmeleri bol.. Tam aradigimiz ege denizi o plajlarda :) Kolimbithres de cok farkli bir plaj kaya efektleri sayesinde ve kesinlikle cok guzel bir deneyim.. Orayi da es gecmeyin derim.. Piso Livadi icin de mutlaka demeliyim.. Minik bir plaji var ama dingin, sakin bir deniz ve hemen kiyidaki balikcilarda huzurlu bir ogle yemegi icin bire bir.. Bu arada simdi belki karisik geliyor ama adaya varip, otelden bir ada haritasi aldiginizda tum plajlari bayrak ve sezlong resimleri ile belirtilmis olarak goreceksiniz ve ATV ye atlayip kolayca ulasacaksiniz.. :) Plajlarin ucretleri hic oyle korkutucu degil. Hala bu sekilde mi bilemiyorum cunku 5 yil oldu gideli ama 5-7,5 ya da max 10 euro arasinda olacaktir sezlong ve semsiye ucretleri.. (kisi basi..) Giris ucreti belki Golden Beach icin alinabilir cunku orasi daha prof bir isletme.. Tabi onun da 50 euro vs gibi bir rakam olacagini hic sanmiyorum.. Cogu plajin giris ucreti degil de sezlong ve semsiye ucreti olmali genel olarak... Restoranlar icin size nefis oneriler veririm ama onlari bi seyahat notlarindan kontrol etmem gerek.. Vakit var nasilsa.. Yunan'li arkadasima da sorarim lakin adada yazligi var ve cok iyidir lezzet konusunda.. Geri donerim mutlaka.. Ada icin ise bence Antiparos'a bir gun ayirin ki zaten hemen yanibasinizda bu minik ada ve Parikia'dan kalkan teknelerle kolayca ulasiliyor, ucretleri de gayet makul.. Onun disinda vakit kaybetmeden ulasilacak tek ada Mykonos.. Onu da donus yoluna birakacaksiniz nasilsa.. Bence bu uclu sizi gayet mutlu eder.. Diger Kiklad adalarina gitmek elbette mumkun ama yazik edersiniz zamaniniza git gel yaparken cunku feribot saatleri sinirli olacak, yol da uzun... Cok cok sevgiler Elif !

      Sil