17 Haziran 2016 Cuma

MYKONOS - Ulaşım ve Plaj Rehberi

2015 yazı için Yunan arkadaşlarımla nefis bir tatil planlamıştık. Frini ve Sypros Mora Yarımadası'nın en güney ucunda bulunan Monemvasia isimli bir Orta Çağ kasabasında evlenecekti ve biz de bunu fırsat bilip Monemvasia'da düğün kutlamaları ile başlayacak hafta sonumuzu Atina ve Mykonos'u da içine alan upuzuuun bir tatile dönüştürecektik.

Seyahat baştan sona harika anılarla dolu geçti. Alpcan, onunla hayatı her anlamda paylaşmaya can attığımızdan elbette yanımızdaydı. Monemvasia’da Efie’nin oğlu Varoujan ve Stellios’un yeğeni Dimitra ile çok keyifli vakit geçirdiler. Seyahatin Mykonos bölümünde ise önce kendine iyi bir arkadaş edindi, sonra ise Varoujan ile yeniden kavuştular birbirlerine. Çok mutluydu. Çocuğa çocuk gerekiyor neticede...

İstanbul / Atina / Monemvasia / Elafonisos / Atina / Mykonos / Atina / İstanbul şeklinde planladığımız seyahate, bu kez son destinasyon ile başlamak istiyorum, zira Mykonos'ta olduğumuz sırada şöyle bir tweet atmıştım; "Mykonos'u bir de benden dinleyin isterim". Bu yaz ya da gelecek yılların yaz aylarında popüler tatil kültürünün bu en popüler adasını düşünüyorsanız eğer; diyeceklerim size mutlaka bir yön verir diye düşünüyorum..

 

"Yunanlı olarak doğsan bile Yunanlı olmak öyle basit bir iş değildir" der Byron Ayanoğlu "İstiridye Üstü Girit" kitabında... Bu cümleden yola çıkarak, ülkenin daha çok kuytu köşelerine gidip, kültürünü daha da yakından tanımaya ve aramızdaki bağı kuvvetlendirmeye çalışıyorum senelerdir. İnsanını seviyorum, yemeğini seviyorum, denizinin mavisi ve hani derler ya; "kokusunu" seviyorum... Dahası bu ülkenin bana iyi geldiğini de çok iyi biliyorum, ama bilmediğim şu imiş ki; Mykonos gibi popüler seyahat adreslerinden her ne kadar uzak dursam da aslında bu tip adresler de görülmeliymiş ve Mykonos ise asla korktuğum gibi değilmiş..

Benim gibi popüler kültür seyahatlerinden koşar adım uzaklaşan biri için bu karar nasıl verildi derseniz, söyle açıklayabilirim; Yunanlı arkadaşlarım senelerdir şu cümleleri kurarlar; "Mykonos'un denizinde yüzmeden Yunan denizinde yüzdüm dememelisin. Çocukla bile seyahat etsen en çok eğleneceğin ada kesinlikle Mykonos'tur. Tam bir Yunan mutfağı değil, ama dünya mutfağından neredeyse en iyi denemeleri Mykonos'ta yaparsın..." Bu üç cümleyi belki 15 yıldır sürekli işitiyorduk, ama yine de sonuç olarak daha kendine has ve popülerlikten uzak adaları görmeyi tercih ediyorduk sevgili ile... Ne zaman ki 2015 Eylül ayı için bu seyahati konuşmaya başladık, arkadaşlarımız "hiç tartışmasız Mykonos'a gidiyoruz çünkü Eylül ayı adanın en yaşanılası zamanı" diyerek duruma son noktayı koydular.. İyi ki de öyle yapmışlar.. 

Mykonos, Ege Denizi'nin güneyinde bulunan ve Kiklad grubu adalarını oluşturan 220 adadan yalnızca biri. Cinsel kimliğinizin asla yargılanmadığı ve herkesin bildiği gibi kendinizi gerçek anlamda özgür hissedeceğiniz tam bir eğlence adası kendisi. Gezip görülecek bir tarihi yapı neredeyse yok denebilir bu ada üzerinde. O nedenle tam anlamıyla bir yaz ve plaj tatili için daha ideal bir ada ismi var mıdır emin değilim... (Kiliseleri hesaba katmıyorum, zira neredeyse 500 adet minik kilisenin varlığından bahsediliyor adada ve bu kiliselerin yaklaşık 100 tanesini aramadan buluyor ve fotoğraflayabiliyorsunuz.) Mykonos'un haritası incelendiğinde yüzölçümü çok büyük olmayan bir ada için gerçekten "fazla" denebilecek plaj sayısını gördüğünüzde de buranın neden bir yaz tatili adası olduğunu hızlıca anlayabiliyorsunuz.. Zaten bu
 nedenle de Mykonos için tarih dışında; plaj konuşuluyor, lezzet konuşuluyor, gece hayatı “kesinlikle” konuşuluyor ve hatta alışveriş bile konuşuluyor! 


ADAYA VE ADA İÇİNDE ULAŞIM...

Eğer adaya uçak ile gitmeyi planlıyorsanız; Türkiye'den Bora Jet ve Atlas Global'ın direkt uçuşları bulunuyor. A
daya ulaşmak için en ekonomik (özellikle de erken rezervasyon sayesinde) ve en kolay yol bu. (2015 yılı için bu durum böyle, ancak siz yine de her yıl uçuş durumunu ve hava yolu şirketlerini kontrol etmelisiniz..)

Bizim ilk seyahat noktamız Atina üzerinden Monemvasia kasabası olacağından, tatilimizin Mykonos bölümünü Pire Limanı'ndan kalkan hızlı feribotlarla organize ettik. Mykonos'a Atina’nın ana limanları olan Pire ya da Rafina’dan kalkan onlarca feribot seferi bulunuyor. (En yoğun kullanılan ve bilinen seferler Pire'den..) Hellenic Seaways, SeaJets, Blue Star Ferries ya da Aegean Speed Lines bilinen en güvenli feribot şirketleri diyebiliriz.

Atina Elefterios Venizelos Havalimanı ve Rafina Limanı arası yaklaşık 30 dakika sürüyor. Şehir merkezinden Rafina'ya gitmekse 40 dakikayı buluyor. Tercihiniz Rafina Limanı olursa Mykonos seyahatiniz Pire’ye göre yarım saat daha erken tamamlanıyor. (yani 3 yerine 2,5 saatte) Pire Limanı'na ulaşım ise kesinlikle çok çok daha kolay ve bol seçenekli oluyor. Havalimanı Pire arası otobüsle 45 dakika sürüyor. Atina merkezinden ise tramway ve otobüs ile biraz daha uzun sürese de en olay yol olarak taksi ile Pire'ye yalnızca 15 dakikada ulasabiliyorsunuz.

Mykonos genel olarak hızlı feribotlarla gidilmesi gereken kısmen uzak adalardan biri, ama daha ekonomik bir yolculuk olsun isterseniz büyük yolcu feribotlarını tercih edip, seyahat masraflarınızı ciddi anlamda kısabilirsiniz. Bunun karşılığı ise; 5/5,5 saatlik bir feribot yolculuğu anlamına geliyor. Hızlı feribotlar kişi başı ortalama 60 euro'dan başlarken, büyük feribotlarda bu fiyat 29 euro'lara kadar iniyor. (Güncel fiyatları seyahat zamanı mutlaka kontrol edin) 

Son olarak, önce Atina ve sonra da Mykonos ara uçuşu almanız mümkün. Hatta bu ara uçuşa, Olympic Airlines ya da Aegean Airlines erken rezervasyonuyla hızlı feribot bileti fiyatına dahi sahip olabilirsiniz.

Adaya varıp, otelinize yerleşince (hemen hemen tüm otellerin liman/otel ya da havalimanı/otel arası ücretsiz transfer hizmetleri bulunuyor) plajlara gitmek için adanın tam merkezi yani Chora/Fabrika durağından kalkan otobüsleri kullanabiliyorsunuz. Bu noktada sizi kalabalık için uyarmalıyım, zira sıcak havada inanılmaz bir kalabalığın içinde ve itiş-kakış bir otobüs mücadelesine girmek durumunda kalınıyor bu durakta.. Hatta bu kalabalık ortam, ilk tecrübede insanı adaya geldiğine dahi pişman edecek seviyede duruyor. O nedenle araba, motor ya da ATR kiralamak hem kalabalıklardan sıyrılmak hem de otobüslerin pek sık uğramadığı plajları keşfedebilmek adına gayet yerinde bir karar diye düşünüyorum. Ancak şunu da sakın göz ardı etmeyin; Mykonos ATV ve motor kazalarında ciddi bir potansiyele sahip bir ada. Yollar dar, dik ve çoğu ziyaretçi ayık gezmediğinden bu araçların çok riskli olduğu söyleniyor. Benim tavsiyem, motor ehliyetinin aranmadığı ve motora göre çok daha güvenli olan ATV’yi tercih etmeniz.. (iyi bir acentadan, güvenlik kontrolü yapılmış bir ATV tercih etmenizi de ayrıca öneririm. )

Adanın tüm plajlarına deniz taksileri sayesinde kolayca ulaşmanız da mümkün, ancak Mykonos gibi pahalı bir adada bu alternatif fazlasıyla hiç ekonomik bir tercih olmuyor. Kara taksilerinde de durum pek iç açıcı değil. Taksi adedi çok az ve ada müthiş kalabalık olduğundan, taksiler birçok noktada işinize yarayamıyor.. Bunu da aklınızın bir köşesinde tutun derim.. 

 

MYKONOS PLAJLARI

Mykonos'un denizi hakkında bilmek gereken en tatlı şey; adayı çevreleyen tüm sahillerinin suyunun muhteşem bir renge sahip ve belki de adaya ait konuşmaya değer önemli şeyin de bu sulara ev sahipliği yapan plajlar oluşu... 

Sahillerde rüzgar yönüne göre -ki Mykonos sıkı rüzgar alan bir ada- günlük değişimler yaşanıyor olsa da deniz suyu daima turkuazın en güzel tonlarında ve son derece davetkar.. Bu nedenle de sahilleri plaj işletmelerine göre değerlendirirken, denizinden bahsetmeye pek gerek kalmıyor.

Kalo Livadi sahilinde bulunan Sol Y Mar benim için adanın en keyifli işletmesiydi ve restoranı da gerçek anlamda tatmin ediciydi bizim için.. Efie’nin söylediğine göre burası daha çok yerli turistlerin tercih ettiği bir işletmeymiş. Bir Mykonos klasiği olarak saat 18:00 sonrası Sol Y Mar’da da partiler başlıyor, ancak diğer plajlara oranla hem daha sakin hem de kesinlikle daha kaliteli bir eğlence anlayışları var.. 

2020 Aralık, Revize Not: Benim notlarım 2015 yazı tecrübelerimi içeriyor ve Mykonos'ta işletmeler oldukça sık isim değiştiriyorlar.. Solymar ise bir ada klasiği ve hala dimdik ayaktalar.. 2021 yaz aylarında pandemi biter ve sınırlar açılır ise bu işletmeye şans verebilirsiniz..





Elia Beach için Sol Y Mar sonrası en sevdiğimiz ikinci plaj işletmesi diyebilirim. Hem plaj organizasyonu hem de restoran bakımından fazlasıyla tatmin ediciydi bizim için. Orada yediğimiz karides saganaki tabağının lezzetini hala aramızda konuşuyoruz sevgiliyle.. Yunanistan'da neredeyse her işletmede bu tabağı yiyebilirsiniz aslında, ama bazıları işte böyle daha hatırlanası izler bırakabiliyor damakta.. Belki de ambiyans etkisidir.. Kim bilir.. Bu arada işletmenin müzikleri de benim "iyi müzik" tanımlamama göre diğer plajların bir gömlek daha üzerindeydi.. Denizinden bahsetmiyorum bile, zira o noktada hiç şüphe yok!

Bu arada Elia birçok sahilde karşılaşabileceğiniz gibi nüdist ve gay friendly bir işletme.. Eylül ayında bu durum çok hissedilmiyordu ve o nedenle de çocuk ile ziyaret edilmesinde bir sakınca yoktu.. Bu notu ekledim ama bunu, durumu itici bulduğumdan değil, daha çok çocukların yaş itibariyle kafalarının karışmaması açısından yaptığımı da belirtmek isterim..

NOT 2020: Elia Beach, Elia Beach Oteli'nin bir uzantısı olduğundan işletme aynı şekilde hayatına devam ediyor.. 

Elia'nın bir yanında Agrari plajı bulunuyor. Biz buraya yalnızca göz ucuyla baktık. İşletme kuş bakışı oldukça keyifli duruyordu, denizi de öyle... 



Super Paradise, adanın en çılgın plajlarından biri, hatta üzerine en eski ve yerleşik işletmelerinden de biri kabul ediliyor, zira adada her sene değişen işletmeler ve yeni açılanlar arasında Super Paradise dimdik ayakta durmaya ve Mykonos eğlence hayatının nabzını tutmaya devam ediyor..

Saat 17:00'de başlayan iddialı partileriyle ünle bir plaj burası. Ayrıca “nude” takılmak için kendinizi en rahat hissedeceğiniz ya da nude takılanları en doğal karşılayacağınız plaj işletmesi de burası.. Restoran için çok iyi şeyler söylemek mümkün olmasa da Mykonos'un günlük ve olağan çılgınlığıyla devam eden hayatını gözlemlemek için belki de en doğru adres için Super Paradise denebilir. Yüksek sezonda adada olacaksanız "iğne atsan yere düşmez" tanımlamasını kesinlikle burada deneyimleyebilirsiniz.

Bu arada Super Paradise sonrasında Paradise plajını deneyimlemeye bir Mykonos klasiğidir derler, ama biz çocuklu ekip olarak o yoldan gitmedik elbette.. ;)

Super Paradise plajının en sağında kalan kayalıkların tepesinde 2015 yazının favori mekanı Jackie O'Mykonos bulunuyordu. Mekanın konumu oldukça iddialı, havuz kenarı partileri ve drag queen showları ise çok konuşuluyordu. Gün doğumunu yaşamak ya da batışını izlemek için en havalı mekanlardan biri olduğunu da notlarınıza ekleyebilirsiniz bence. Mekanın mottosu da "from sunrise to sunset"  idi zaten.. 

2020 NOT: Mekan hala ayakta.. Ayrıca bir de Jackie O'Bar var adada.. Onu da deniz kenarında gün batımı ve aperitivo keyfi yapmak için not edebilirsiniz..  

 

 

Paraga sahili içinde bulunan Kahlua Mykonos nefis bir plaj. Bence, Kahlua'nın "happy hour" adı altında yaşattığı öğleden sonrası keyifleri sunset ile birleşince aşırı iddiali bir seçenek olup çıkıyor.. Restoranın da çok çok başarılı olduğunu söylemek gerek.. Yani akşam yemeği standardında bir servis ve lezzet kalitesi var bu işletmenin..

Paraga sahilinin bir diğer isletmesi ise 2015 yılının yenisi Scorpions. Scorpions, diğer plajlara göre daha kayalık ve burunda olduğundan çok daha rüzgarlı, ancak zen dekorasyonu sayesinde fazlasıyla ilgi çekici bir işletme.. Ege mutfağının geleneksel lezzetlerinin farklı yorumlamalarını burada deneyimleyebiliyorsunuz. Nezih de bir kalabalığı olduğunu söyleyebilirim. Yani tıkış-tıkış olmayı sevmeyenlere bire bir.. 

NOT 2020: Beş sene içinde müthiş bir popülerlik kazandı Scorpions. Pandemi nedeniyle geçiçi olarak kapatılmış durumda şu an, ancak 2021 yazında yeniden açılacağı söyleniyor... 

*Görsel Scorpions'un kendi web sitesinden..
 


Haritalarda gösterilmeyen, ama Platys Gialos sonrası ulaşılan Psarou koyunda bulunan N'ammos şüphesiz ki adanın en ünlü ve en kozmopolit plaj işletmesi.. Parti konusunda adada daha havalı bir işletme hakikaten yok. Öğle yemeklerinin çok iyi, partilerinin çok çılgın olduğunu mutlaka siz de duymuşsunuzdur. Efie, Stellios ve tanıdığım tüm diğer Yunan arkadaşlarım için en iyi plaj işletmesi tartışmasız N’ammos. Ancak, ne zaman? Kesinlikle mayıs ayı sonu diyorlar... Zira sonrası tam bir "et ete" durumu...

Bizim tercihimiz N’ammos olmadı (gerçi aylardan Mayıs olsaydı da tercihimiz olmazdı), zira bizim deniz tatil anlayışımızda makyaj yapmak ve takıp takıştırmak suretiyle plaja inmek gibi bir huyumuz kesinlikle yok.. Bu tip bir çevrenin baskın olduğu yerde de kendimi pek mutlu hissedeceğimi sanmıyorum.. Ancak yine de itiraf etmeliyim ki; henüz bekar olan Yunan arkadaşlarımdan biri bekarlık vedasını Mykonos’ta yapar ve N’ammos’ta partilerse, bir anda yükselen müziğe kendimi kaptırır, hatta masa tepesine de rahatça çıkar dans ediveririm..


*Görsel N'ammos''un kendi web sitesinden..



Panormos sahili için adanın en elit plajlarından birine sahip diye bahsediliyor. Dört adet plaj barı ve mükemmel yemekler sunan restoranları varmış.. Principote ise bu kesinlikle notlarınızda olması gereken bir işletme.. Biz konumu nedeniyle Panormos sahiline gitmedik açıkçası, ama bizim Yunanlıların favorilerinden biriydi kendisi.. Ayrıca dediklerine göre yoğun yaz dönemlerinde bile kalabalıkları en azından kabul edilebilir seviyeyi geçmiyormuş...




EKONOMİK PLAJ ALTERNATİFLERİ.. 

Her Yunan adasında olduğu gibi Mykonos’ta da bir Agia Anna sahili bulunuyor. Bu sahil diğer koylardan farklı olarak çok kendi halinde ve uygun plaj ücretleri uygulayan (sezlong + şemsiye 10 euro) birkaç işletmeye sahip ama dürüst olmak gerekirse Mykonos ortalamasının çok altında lezzetler sunan bir kafe ve restorana sahip.. 
Diğer yandan, denizi pırıl pırıl ve bulunduğu koy minik olduğundan diğer plajlar rüzgarlı ve dalgalı dahi olsa daima sakince bir suya sahip.. Ayrıca benim gün batımı icin favorim kesinlikle bu sahil oldu.. Aldım şarabımı ve sevdiklerimi yanıma, güneşin gözden yitirilişine tüm duyularımla şahit oldum.. Nefisti..



Platys Gialos, ortalama fiyat aralığında kalıyor diyebileceğim ve Agia Anna'ya göre çok daha derli toplu plaj işletmelerine sahip; aynı şekilde ekonomik otellerle ve restoranlarla da çevrelenmiş uzunca bir sahil.. Kumsaldaki işletmeler oldukça sıkışık bir düzendeler ve denizi de diğer plajlarda olduğu kadar turkuaz değil.. Yani Agia Anna denizi Platys Gialos'un birkaç gömlek üzerinde diyebilirim rahatlıkla.. Ama yine de bilginiz olsun ki; ani ve deli bir yaz yağmurundan kaçıp sığındığımız Notos Beach Otel'in restoranı Notos hiç de fena değildi..





Ornos, yine birçok plaj işletmesi ve restoranın bulunduğu tatlı bir sahil. Ortalama fiyatlar ve ortalamanın biraz daha üzerinde bir lezzete sahipler diyebilirim, ancak denizi muhteşem. 

İşte tüm bu plajlar bizim Mykonos'ta deneyiyimle şansı bulduklarımız ya da hakkında bilgi edindiklerimiz.. Fakat başta da söylediğim gibi tam anlamıyla bir yaz tatili adasında olduğunuz için her tepenin sahili, her dönemecin sonrasında yeni bir plajla karşılaşmanız da çok olası..

Bu posta son olarak ada plajları hakkındaki üç önemli ek bilgiyi de ekliyor ve lezzet önerileri için diğer posta geçiyorum.. 

1. Mykonos’ta plajların hemen hemen tamamının sağ köşesi "nude friendly"
bölgesi oluyor. Ada gerçek anlamda özgürlükler üzerine kurulduğundan bu pek de yadırgayacağınız bir durum olmayacaktır diye düşünüyorum. Hatta bir süre sonra çıplaklık normalleşiyor bile diyebilirim.. Yine de bu bilgi çocuklu tatilciler için dikkat edilmesi gereken bir nokta olabilir.. 

2. Mykonos gerçekten pahalı bir tatil seçeneği. Ekonomik bir otelde kalsanız ve öğünlerinizi geçiştirseniz dahi plajlara ve partilere harcayacağınız bedeller oldukça yüksek olacaktır.. Her gün plajlara şezlong ve şemsiye ücreti ödemek istemiyoruz derseniz, gideceğiniz her plajda -bizden farklı olarak- size de yer var elbette.. Ünlü işletmelerin sahillerinde kumların üzerine rahatlıkla uzanabiliyorsunuz demek oluyor bu.. Bunu tercih edip, öğleden sonra partiler başladığında işletmelere dahil olan çok fazla insan göreceksiniz zaten.. 

3. Son olarak; hemen hemen her sene yerinde seyreden ikonik plaj işletmeleri yanında, isim değiştiren, yeniden açılan ya da kapananlar da oluyor adada. O nedenle, şu an bu postta bahsettiğim işletmelerin bazıları yakında yok olabilir, ama bulundukları koylar her zaman bir başka işletme ile yoluna devam eder.. Bunu da eklemiş olayım...  

Mykonos lezzetlerinde buluşmak üzere!

Sevgiler
lulu
x

4 yorum:

  1. Tesislere bayıldım :) Mykonos hala bizim için efsane bir yer olmaya devam ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hakikaten oyle Bolat ! Sevdim ben adayi.. Her butceye, her eglence sekline ve ozgurlugu yasamak isteyen herkese acik kapilari.. ;)

      Sil
  2. Heyyooo kenara koymalik acip acip okumalik bir post daha gelmis kadinimdan: ya biz Yunani cocuklar olunca icimizdeki maceraperesti biraz da olsun durdurunca kesfedelim diyoruz hep ama macera her yerdeymis megersem Mikanosta bizi neler neler bekliyormus:) en kisa zamanda gidilmeli su bucket listi yeniden bir incelemeli. Offf canim turkuaz sular cekiyor lulummm eline agzina kulturune saglik��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ezgim yaa ! Cok turkuaz sulardasin... Right here, Right now yani :)) heheh operim !

      Sil