Öne Çıkan Yayın

PUGLIA - Itria Vadisi

2 Temmuz 2020 Perşembe

PAXOS - ANTIPAXOS


Selam!

Parga'ya dek uzanmışken ve ana karaya yakın bir adanın varlığını biliyorken, mitolojinin izinde o adaya da bir merhaba demek kaçınılmazdı elbette ve seyahat planımıza da hızlıca eklenmişti.. Bu seyahati yaşarken, aynı ülke içinde bulunmamıza rağmen birbirinden farklı tecrübeler edindik ve Yunanistan ana karasına dair çok başka bir bakış açısına sahip olduk diyebilirim. Bu kadar çok ve sık geldiğimiz bir ülkeye dair merak duygumuzu hala beslemek ve farklı yaşam şekillerini deneyimlemek aşırı keyifli ve doyurucuydu. Paxos'a gitmek için tekneye bindiğimizde ise tanıdık hislerimize geri döndük, yani bir adaya yaklaşıyor olmanın o sıcacık heyecanına...


PAXOS'A ULAŞIM

Paxos Adası'na Parga'nın küçük limanından veya Parga'ya yakın bir sahil kasabası olan Syvota'dan kalkan günlük teknelerle gitmeniz mümkün. Bu yolculuk 1,5 saat sürüyor. Aynı şekilde bu bölgede ana karanın bir bakıma ana liman noktalarından biri olan Igoumenitsa'dan ya da Korfu Adası'ndan da Paxos'a ulaşmak mümkün.. Yolculuk Igoumenitsa'dan 2, Korfu'dan ise 1 saat kadar sürüyor. Uçak bu ada için bir ulaşım alternatifi değil (iyi ki de değil), zira adada bir havalimanı bulunmuyor. Bunun dışında özel tekne kiralaması yaparak da adayı keşfedebiliyorsunuz ve eğer kalabalıksanız bu seçenek çok daha mantıklı oluyor diyebilirim.


MİTOLOJİ'DE PAXOS

Paxos Adası diğer tüm Yunan adaları gibi mitoloji ışığında gezebileceğiniz, seyahat evveli tarihine dair eğlenceli bilgiler edilebileceğiniz adalardan bir diğeri.. Özellikle ben gibi Antik Yunan sevdanız var ise ada seyahatleri öncesi belki de en keyifli seyahat hazırlıkları bu bilgileri araştırırken yaşanıyor diyebilirim.

Paxos'a dair mitolojinin ana hikayesinde; tanrılar tanrısı Zeus'un bir öfke anında Korfu Adası'ndan bir parça koparıp güneye doğru savurduğu ve Paxos'un bu şeklinde oluştuğu anlatılıyor. Bir başka hikaye ise eski seyahatlerde edindiğimiz mitolojik bilgilerimizi tazeler nitelikte... Seneler evvel Kiklad adalarından biri olan Naxos'a gittiğimizde, Poseidon'un sevgilisi Amphitrite’i ilk kez bu adada gördüğünü ve aşık olduğunu öğrenmiştik. Hatta Amphitrite becerikli bir yunus tarafından Naxos'tan alınmış, Poseidon’a götürülmüş ve aşıklar bu şekilde kavuşmuşlardı. Bu kavuşma sonrasında yaşananları ise Paxos Adası’nı araştırırken öğrendim. Poseidon ve Amphitrite kavuştuktan sonra aşklarına barınak olarak Paxos Adası’nı seçmiş. Ayrıca Poseidon, Amphitrite’i kendisine getiren yunusu da kutsamış ve ona ölümsüzlük bahşetmiş.. Bu hikayeyi bilerek Paxos'a doğru tekneyle yol almak, yolculuk sırasında teknelerin arkasına takılan yunuslara “işte o yunus” şeklinde benzetmeler yapıldığında şaşırmamak anlamına geliyor. ;)

Mitolojik hikayelerden bir diğeri; Nereid olan Spyo’nun Paxos'ta bulunan deniz mağaralarından birinde yaşadığı.. Bir diğeri ve açıkçası en enteresan olanı Yunanlı tarihçi Plutarch'ın yazdığı bir hikaye saklı.. Hristiyanlığın ilk yıllarında bir ticaret gemisi adanın yakınından geçiyorken, geminin kaptanı üç kez Büyük PAN öldü çığlığını duymuş ve bu durumu hemen İmparator Ceasar’a iletmiş. Ceasar, hikayeye inanmakla kalmamış bir de Pan’ın Paxos’ta yaşayıp yaşamadığına dair bir araştırma yapılmasını emretmiş. (Bu arada -net olmasa da- Pan mitolojide Hermes’in oğlu olarak biliniyor ve çobanların, sürülerin ve vahşi doğanın tanrısı olarak kabul ediliyor. Zaten fiziksel görünüşünde de bir keçinin arka bacaklarına, boynuzlarına ve kuyruğuna sahip olduğu görülür.) Gemi kaptanının duyduğu bu ilahi çığlık, yani ölümsüz olarak bilinen tanrılardan birinin ölüm haberi; antik dünyanın sonu ve Hristiyanlığın en erken zamanları olarak kabul ediliyor efsaneye inananlar tarafından.

Gelelim Paxos Adası'na...

Paxos, İyon Denizi adalarından biri. Coğrafi konumunun adaya en olumlu etkisi, Ege adalarına göre oldukça yeşil bir doğaya sahip oluşu. İyon Denizi’nin adaları söz konusu olduğunda genel olarak zümrüt yeşili sular, tondan tona geçiş yapan yeşiller, tropikal sahiller ve vahşi kayalıklardan bahsedilir. Hatta Ege ve Akdeniz’in en iyi su kalitesi olarak da betimlenir suları.. Tüm bu bilgileri doğrular bir tablo karşılıyor bizi Paxos'da. 14.yüzyılda Venedikliler tarafından dikildiği varsayılan zeytin ağaçları sayesinde yemyeşil bir ada ve muazzam renk tonlarına sahip bir deniz görüyoruz ilk bakışta.. Araştırma yaparken; Venediklilerin köylüleri siyasetten uzak tutmak için ağaç dikme karşılığı gümüş para ödediklerini not almıştım. Bu bilgi ne kadar doğrudur bilemiyorum ama her şekilde çok hoşuma gidiyor, zira bir adanın bu nedenle bu denli yeşil olduğunu düşünmek gülümseten bir detay..


Havalimanının olmaması ve feribot trafiğinin seyrek oluşu nedeniyle sessiz, sakin ve kendi halinde kalmış da bir ada Paxos. Gaios, adanın merkezi ve yatların yanaştığı ana limanı. Tekne ile bu limana giriş yapmak, harita üzerinde “U” şeklinde görünen minyatür bir iç deniz yolunu takip etmeyi gerekiyor ve bu yol, ada çevresinin hem doğal hem de mimarı zarafetini gözlemleme şansı sunuyor. İtalyan–Yunan mimarisinin iç içe geçtiği renkli ve bakımlı evler ve limandaki yatların görkemi daha ilk bakışta insanın aklına kazınan bir tablo kadar etkileyici diyebilirim. Adanın aristokrat bir güzelliği var ama diğer yandan da asla snop değil, aksine son derece sıcak ve sevecen…

Gaios Limanı, karşısında kalan küçük adacıklar Agios Nikolaos ve Panagiа sayesinde bahsettiğim gibi minyatür bir iç deniz gibi duruyor ve sabahları denizden çok bir göl hissi veriyor diyebilirim. Her ada merkezi gibi Gaios da ihtiyacınız olan her şeye kolayca ulaşabileceğiniz bir nokta. Tekne, bisiklet ve motor kiralamaları, konaklayacak pansiyon ya da butik otel ihtiyaçlarınızı bu merkezden kolayca halledebiliyorsunuz. Ayrıca, sahil boyunca sıralanmış kafelerinde keyif yapabiliyor, liman boyunca uzanan ya da ara sokaklara yayılmış restoranlarında enfes Yunan lezzetlerini deneyimleyebiliyorsunuz. En güzeli de Gaios'un tüm merkezi konumuna rağmen diğer adaların aksine hala çok lokal ve sakin kalmış olması. Ayrıca şıklığından da asla ödün vermiyor.


Lakka, adanın kuzeyinde kalan bir diğer liman bölgesi. Liman derken, hakikaten minyatür bir alandan bahsediyorum. Lakka’nın yakınında ise yemyeşil bir köy olan Longos bulunuyor. Gaios'un bile turistik bir kalabalığa sahip olmadığını söylemişken, Lakka ve Longos’un da ne denli sakin köyler olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım. Bu iki köy dışında, pitoresk görüntülerle insanı doğasına aşık eden tepe köyleri Magazia, Bogdanatika ve Ozias bulunuyor. Üçü de küçük yerleşimler ve doğa içinde nefis soluklanma noktaları diyebilirim ve zeytin ağaçları altında birer kahve ya da uzo keyfi yapmak için zaman ayırmayı da kesinlikle hak ediyorlar.

Başka köyler de var elbette adada, ama onların köy olduklarını düşünüp vakit ayırmaya gerek yok, zira ada halkının söylediğine göre bu yerler daha çok tek tük evlerin olduğu doğal alanlardan oluşuyor. O köylerin peşine düşmek yerine; Magazia’dan kıvrıla kıvrıla sahile inen yolu takip edip önce bir restorana (Erimitis Bar & Restaurant), sonra da enfes bir denize ulaşmanız mümkün. Erimitis, adadaki ünlü kayalıkların bulunduğu sahilin ismi ve Paxos Adası’nın en ünlü yüzme noktası burası kabul ediliyor. Saniyeler içinde doğanın nasıl bir hırçınlık gösterebileceğini gözler önüne seren, 2008 depremi sonrası oluşmuş bir plaj kendisi. Bu tip bakir ve de vahşi plajların suları sakin olduğunda yüzmek hakikaten keyifli bir aktivite olsa da Erimitis’te yüzmekten daha popüler olan şey; gün batımını izlemek diyebilirim. Bu arada plaja merkezden kalkan küçük teknelerle de ulaşmanız mümkün oluyor.

Gaios ve Lakka'yı konaklamak için ideal bölgeler olarak kabul edebilirsiniz. Her iki bölgede de bütçenize uygun, konforlu ve butik işletmeler bulmanız mümkün. Ev kiralama sistemi ise fazlasıyla tatmin edici alternatiflere sahip. Favori otellerim; Torri e Merli, Purple Apricot Hotel, Paxos Fairytales Lovenest 1 ve Blue Suites and Villas. Ev kiralama konusunda bütçeniz bir miktar rahatsa, Dandelion Villas hakikaten çok çok iyi bir tavsiye olarak not edilebilir. Hatta balayı ya da romantik bir tatil planı yapan çiftlerin bu ismi es geçmemesini özellikle öneririm.


PLAJLAR ve YÜZME NOKTALARI

Paxos Adası’nda denize girme​k için Erimitis gibi vahşi, Plakes, Gianna, Kipiadi, Orkos, Levrechio gibi sakin ve bakir ve Monodendri, Mongonissi gibi birkaç organize plaj alternatifiniz var. Hepsi de vaktiniz varsa doyasıya deneyimlenesi güzellikteler ve tüm plajların ortak noktası; su renginin büyüleyiciliği…

Merkeze yakın bir konumu olan Mongonissi'yi biraz detaylandırmak istiyorum, zira adanın en kolay ulaşılabilen deniz seçeneklerinden biri kendisi. Gaios’a birkaç kilometre uzaklıkta ve küçük bir köprüyle adaya bağlanan nefis bir kompleks gibi düşünülebilirsiniz burayı. Plaj alternatifi yanında, bahçe içinde bir restoranı da bulunuyor. Yani tam olarak gün geçirmelik bir yüzme noktası burası.


Bunun yanında yüzme ile ilgili bir de şu önemli detay var; bu adada en iyi yüzme deneyimi kesinlikle tekneler vasıtasıyla yaşanıyor, zira plajlar çok güzel olsa da neredeyse tamamı irili-ufaklı taşlık ve de kayalık… Eğer bir tekne ile yola çıkacaksanız, adayı 360 derece dönmek her ada ziyareti gibi Paxos için de tavsiye edeceğim ilk şey olabilir. Bu sayede adanın sırt kısmında kalan vahşi kayalık alanları, mağara ve kaya oyuklarını da görmüş olursunuz. Kayalıkların, Alpico'nun da  dediği gibi; "lego gibi özenle üst üste dizmiş" hali hakikaten etkileyici..


Blue Lagoon, Paxos Adası sırtlarında kalan yüzme noktalarından bir diğeri. Turistik bir nokta belki ama çok yerinde bir kalabalığı var. İç titreten soğuk sularına atlamayı ve kayalıklara doğru yüzmeyi çok seveceğinize eminim.. Üçgen şeklindeki yarı mağaramsı kayalık alan özellikle en keyifli noktası diyebilirim. İsteyen elbette deniz mağarası Grotte Azzurreye doğru da yüzebilir..


Тripitos Arch (Kamarа olarak da geçermiş) ise denizin içinde kalmış doğal bir kaya kemeri. Burada yüzmek genelde vahşi suları nedeniyle az mümkün olurmuş, ama görsel olarak tekneden dahi olsa seyredilmesi keyifli bir dogal güzellik kendisi.


En sona sakladığım yüzme tavsiyesi için “Paxos Adası’nı ziyaret etme nedeni bile diyebilirim! Anti-Paxostekne ile 15-20 dakika gibi bir sürede ulaşılan ve yine zeytinliklerle kaplı, yemyeşil bir yavru adacık. Doğası Kiklad grubu adalarında görmediğimiz kadar yeşil görüntüler sunduğundan bizi bir miktar şaşırttı diyebilirim, ama itiraf etmeliyim ki asıl şaşkınlığı adacığın Voutoumi ve Vrika plajlarını gördüğümüzde yaşadık. Yunanistan sınırları içinde çok çok güzel denizlerde yüzdük diye düşünüyorum bugüne dek, ama bu iki plaj öylesine başkaydı ki! Mavi ve turkuaz arasında dolaşan mükemmel su rengiyle gözlerimizi yuvalarından fırlattı, kalp atışımızı hızlandırdı diyebilirim..


Biz yüzmek için daha bakir bir sahile sahip olan Voutoumi’yi seçtik. Deniz suyu çok soğuktu, hatta öylesine soğuktu ki; “İçimizi titretti” yorumunu yetersiz kıldı diyebilirim.. Sanırım yaz mevsimde yüzdüğümüz en soğuk deniz burası oldu. Diğer yandan, içinde olduğumuz “en” güzel su renginin de ev sahibiydi. Organlarımızın donmuş olduğunu hissediyor olsak da kesinlikle sudan çıkmak istemediğimiz bir yüzme deneyimiydi yaşadığımız. Vrika ise yine aynı güzellikte su rengine sahip olsa da sahilinde bir plaj işletmesine sahip olduğundan Voutoumi’ye göre daha kalabalıktı. Paxos Adası'ndan kalıyor ve tekne ziyareti yerine tüm günü plajda geçirmek istiyorsanız yeriniz kesinlikle Vraka diyebilirim..

YEME - İÇME

Ada merkezi Gaios, daha önce de dediğim gibi turistik bir görünüme, mimariye ya da hayat akışına sahip olmadığından keyifli restoranlara kolayca ulaşmanız mümkün. Ağaçların gölgesinde ya da meydanda birçok işletmeleri bulunuyor. Mediterranean Seafood Restaurant’ı akşam yemeği, ara sokaklar içindeki cici taverna To Steki’yi  öğle yemeği için not edebilirsiniz. Taverna Pan & Theo'yu taze balık ile ıstakoz deneyimi için, bir kompleks olarak bahsettiğim Mongonissi'yi ise plajda geçen bir günün kolay öğle yemeği adresi olarak aklınızda tutabilirsiniz..


Gaios’un arka sokaklarında, Bolonya’da “portico” adı verilen kemer altı yürüyüş koridorlarının minyatür bir örneği bulunuyor. Bu kemerlerin altında bulunan Fanalino Restaurant Bar ada yaşamını da gözlemleyebileceğiniz keyifli bir soluklanma noktası. İster frappe ister öğle yemeği için bu restoran da notlarınızda olabilir.

Merkezden uzaklaşmak isteyenler ve geleneksel tavernaları sevenler için Longos’daki Bouloukos Taverna adanın önemli tavsiyelerinden biri. Monodendri plajına yakın Ben’s Bar ise müthiş keyifli, tropik de bir havası bulunan bir adres. Denize yakın, sakin bir akşam yemeği planlarsaniz ona da uygun bir adres kendisi..

Lakka Limanı’ndaki La Rosa Di Paxos hem lezzetli hem de klasik Yunan balık tavernası arayışı için ideal bir adres. Lakka’nın arka sokaklarında bulunan Taverna Alexandros ise enteresan bir adres, zira Jackie Kennedy ile armatör Aristoteles Onassis evlendiklerinde bu restoranda yemek yemişler. Onların oturduğu masaya nasıl bir ilgi var tahmin edebilirsiniz.. Averto, Magazia yakınında olan ve bir yandan doğanın doyasıya keyfine varırken diğer yandan da bir öğle yemeği ya da uzo ve atıştırmalık keyfi yapabileceğiniz tatlı bir tavsiye.

Gün batımı için daha evvel de bahsettiğim Erimitis Bar&Restaurant adanın kesinlikle en popüler noktası. Çok kişinin adayı ziyaret etme nedeni bile oluyor Erimitis’te gün batımını yaşamak. İçeceklerinizi alıp doğal ortamda takılırız derseniz bence o da nefis bir tercih..

Yeme-İçme anlamında restoran fiyatlarının büyük farklılıklar gösterdiğini söyleyemem Paxos için, ancak yine de birçok adanın fiyat ortalamasının bir miktar üzerinde kaldığını da ekleyebilirim. Yerli haklın “Tanrıların sofrasında yemek yiyormuşsunuz gibi hissedersiniz dediği manzaralı bir restoranda yemek yerseniz, Parga’da aynı konuma sahip bir restorana yediğinize göre %10 ila %20 arasında değişen bir bedel ödemeniz gerekir Paxos'ta.

NE ALINMALI?

Hepimizin her seyahatte aldığı klasik anıları bir kenarda tutarsam; Anti-Paxos’un yerel sofra şaraplarını es geçmemenizi önerebilirim. Özellikle kırmızı şarap konusunda iyi alternatifleri var adanın. Zeytinyağlarını ise kesinlikle ıskalamamalısınız, zira kalitesi ve lezzeti dünyaca kabul edilmiş organik zeytinyağlarını buraya kadar gelmişken çok daha hesaplı bir fiyata satın alabiliyorsunuz..


Ada çok rafine ve çok nitelikli bir tatil sunuyor. Hakikaten geçen her anın kıymetini bildiğimizi ve tadına doymak için özel bir çaba harcamadığımızı söyleyebilirim. Özellikle de benim gibi güzel denizlerde yüzmeyi seviyorsanız bir şekilde tatil planlarınıza eklemenizi canı gönülden dilerim..

Sevgiler
Lulu
x

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder