Bu sabah
hayalim şu; güne Bruges şehrinde uyanmak ve perdeleri aralayıp ilk "günaydın" kelimesini şehre sarfetmek.. Sonra Alpcan da aramızda gülümseyerek uyansın. Uzun uzun
gerinsin. Bir babasına baksın, bir de dönüp bana. Yanımızda
uyandığına şaşırsın... Çok seviyoruz onun bu hallerini ve ikimizi aynı karede görmenin onu hep mutlu ettiğini...
Bruges,
Alpcan'dan önceki seyahatlerimiz içinde ziyaret ettiğimiz en romantik destinasyonlardan biriydi. Belçika'nın Orta Çağ hissini en iyi
korumuş şehirlerinin başında geldiğinden, kendimizi başka bir
döneme ışınlanmış gibi hissetmiştik.. Özellikle sabahın erken saatlerinde
henüz gün aymamışken şehri gezdiğimizde bu hissi hayalperest yanımız sayesinde gerçekmişçesine yaşamıştık.. Nefisti.
Bruges'te en sevdiğim şeylerin başında; daracık, dingin ve
tertemiz sokaklarında kaybolup, sonra da kanal yardımıyla yeniden yolumuzu
bulabilmek olmuştu. Enfes yürüyüşler yapmıştık diye hatırlıyorum ki zaten
şehri gezmek için bundan daha iyi fikir hakikaten yok.. Fayton gezintileri de
yapılıyor aslında Bruges’de, ama bunun medeni bir taşıma yolu olduğuna aklım da
kalbimde hiç yatmıyor..
Geziye Kadınlar
Manastırı ve manastırın hemen önünde bulunan Minnewaterpark'ı (Lake of Love) gezerek başlayabilirsiniz.
Bu yolculuk sizi zaten ufak ufak şehrin merkezi sokaklarına ulaştıracak ve önemli tarihi binaların
önünden bir bir geçirecek.. Aynı sokaklardan bir kez ya da çok kez geçmek ve
sonrasında bu turu bir de kanalda uzun bir tekne gezisi yaparak tamamlamak şahane bir fikir diye düşünüyorum. Muhteşem Orta Çağ evlerini bir
de suyun içindeyken görmek şüphesiz ki doyulmaz bir lezzet..
Şehirde
benim kişisel olarak çok sevdiğim ve eğer bir film severseniz In Bruges filmini anmadan önünden
geçilmemesi gerektiğini düşündüğüm bir çan kulesi bulunuyor. İsmi; Belfry of Bruges. Şehrin
sembolü kabul edilen bu kuleyi ziyaret etmek ve şehri bir de yükseklerden izlemek her şehirde olduğu gibi Bruges'de de en sevilen turistik aktivitelerin başında geliyor. Benim
gibi kuleyi sakin yakalayıp, araya kısa da olsa bir meditasyon ve nefes seansı sıkıştırabilenleriniz ne mutlu size..
Belfry ziyareti sonrası kuleyi de içine alan ve şehrin ana meydanı kabul edilen Markt
Square'da biraz soluklanıp, Leffe’nin çeşit çeşit meyve aromalı
biraları ve andalouse soslu patatesler sayesinde bu soluklanmayı lezzetli bir
hale dönüştürebilirsiniz.. Bu keyfi yapabileceğiniz birçok kafe bulunuyor meydan çevresinde. Daha ekonmik olsun isterseniz; meydandaki küçük büfelerden patates ve bira alıp, heniş meydanda
sere serpe de takılabilirsiniz..
Bruges, Bruges hem dantel hem de bir çikolata cenneti kabul ediliyor. Çikolata alabileceğiniz onlarca
farklı marka bulunuyor şehirde ve bu dükkanlar ara sokakları adeta çikolata
parfümü sıkılmış gibi kokutuyorlar.. Yürürken ister istemez ayaklar
kurulmuş gibi bu dükkanlara yöneliyor, mutlaka birkaç parça çikolata satın alınıyor..
Tabi bunlar yürürken yapılması gereken hareketler; zira yürürken bol bol enerjiye ihtiyacımız var.
Seyahat sonrası evde tüketmek
için çikolata alımı yapacaksanız; rahibelerin ellerinden çıkmış ev yapımı
çikolataları bulmanızı öneririm.. Biraz fiyat farkı oluyor elbette, ama kesinlikle buna
değiyor. Bir de annelere dantel ya da goblen işleri almak sanırım ki bu şehrin en olağan
hediyelik eşya örneklerinden ikincisi..
Bruges
özlemiyle ve yeni blog yazmaya başlamanın heyecanıyla şehre dair kısacık notlar
ekledim, gerisi de gelecek mutlaka.. Belki yakında yeni bir Bruges
ziyareti organize eder ve bu notları daha da detaylandırırım diye düşünüyorum.. Ben bu şehre kısa
vadede gidemem diyorsanız da; In Bruges filmini mutlaka izlemenizi öneririm.
Nefis bir kara komedi örneği ve Colin Farrell ile Ralph Fiennes'in
oyunculukları şapka çıkarılası cinsten…
lulu
x
Lulucum,şimdi eski yazılarına bakayım dedim de Brugge 'a rastladım biz de yarın başlıyacak turumuzda yer vericez. ben daha önce turla gitmiştim bu kez kendimiz gidip belki daha fazla vakit geçirebiliriz... ama benim de çok beğendiğim şirin kasabalardan biri :)
YanıtlaSilBurası muhteşeem bir yer! fotoğrafları gördükçe kendimden geçtim en kısa zamanda bi rolunu bulup gitmek istiyorum süppeeer =)
YanıtlaSilBlogta sevgililer günü için hediye çekilişim var bekleriim :))
http://www.lovesfromfashion.com/2013/02/lff-svalentine-day-wishlist-giveaway.html
Off off Brugge postlarını okuyup nostalji yaptım yine, ben de istiyorum yineee :)
YanıtlaSil