13 Şubat 2015 Cuma

PAPS ITALIAN

Karaköy’de yine harika işler oluyor!

Semt bir taraftan yeni açılan kafe/restoranlar, kahve dükkanları ve özgün butikleriyle bizi mutlu etmeye devam ederken, diğer yandan da o bayıldığımız kendine has olma halinden gram eksilmiyor. Bu hali ile de bizi şehrin karmaşasından çekip alıyor, pamuklara sarıyor gibi hissediyorum.

Aslında benim Karaköy sevdamın başlangıcı Mums Cafe'dir. Sonrasında o sevdayı haklı kılan onlarca mekan açılmış olsa da Mums'ın huzurlu ortamı ve lezzetlerinden asla vazgeçmediğimi söyleyebilirim.. En mutlu sabah kahvaltılarım ya da elimde kitabımla kendime sığındım ve sakin kalmak istediğim zamanlarımda şehirdeki en kıymetli köşem daima Mums olmuştur.. (Mums postunu buradan okuyabilirsiniz.)

Geçmişte birçok kez "Mums'ın bir de restoranı olsa" fikrini sevgiliye fısıldamışlığım vardır, zira bu minnak mekanda aradığım tüm özeni bulmak, beni akşam yemeği açısından da heyecanlandırırdı, eminim.. Evren beni seviyor olacak ki; harika haber sevgili Yıldız'dan geldi. Yıldız ve sevgili annesi İlkin Hanım'ın ellerinden çıkan Mums sonrası, ailenin erkeklerine emanet edilen Paps Italian adında bir de İtalyan restoranı olacaktı! Oh la la..



Bu heyecanla Paps'a hızlıca bir tadım ziyaretine gittim elbette. Heyecanlıydım, zira Paps yalnızca Karaköy semti için değil; dekor, menü ve lezzet kalitesi ile İstanbul'da var olan tüm İtalyan restoranları içinden kolayca sıyrılabilecek bir özenle hazırlanıyordu.. Restoranın oluşum aşamasında menü Papermoon’un usta İtalyan şefi Pino’ya emanet edilmiş ve Pino önderliğinde geliştirilen konsantre menü ve restoran, yine şef Pino'nun Napoli’den yakın arkadaşı olan şef Luigi'ye teslim edilmişti.
 
Sevgiliyle bir mekana gittiğimizde ilk önce ne içeceğimize karar verdiğimizden, size ana menü öncesi bir İtalyan restoranı için önemli bir kriter olan şarap menüsünden bahsetmek istiyorum. Paps'ın şarap menüsü ağırlıklı olarak İtalyan şaraplarından oluşuyor doğal olarak. Beni asıl heyecanlandıran kısım ise; listelerine Türkiye'den seçilmiş çok özel bir şarap seçkisinin de eklenmiş olmasıydı. Daha önce ismini duydunuz mu bilmiyorum, ancak bilmeyenler icin "Chateau (Şato) Kalpak" şarabı Paps şarap menüsünün yıldızı kabul ediliyor. Türkiye'nin en iyi ilk üç şarabından biri sayılan şarap, Trakya/Şarköy bölgesinde, tek bağdan çıkıyor ve sınırlı sayıda üretiliyor. Öğrendiğimiz, bu şarap iki çeşit (şu an için) ve biri ana ürünken, diğeri de yan ürün olarak piyasaya sunuluyor.. Tadını ve aromasını son derece dengeli bulduğumuz yumuşak içimli bir şaraptı kendisi ve ben gibi kırmızı şaraba çok da düşkün olmayan biri için bile nefis bir denemeydi diyebilirim..

Şarabı sipariş ettikten sonra sıra peynir ve şarküteri tabağına geldi, zira iyi bir İtalyan restoranında yemek öncesi bu keyfi yapmak kaçınılmaz.. Muhteşem bir Kars Gravyer örneğiyle aşırı mutlu olduğumuz peynir tabağımızı şiddetle önerebilirim. Gravyer peynirini İsviçre'den Türkiye'ye getiren aile, Mums ve Paps ailesinin çok yakın dostlarıymiş. Bu tanış durumu nedeniyle de Gravyer Paps menüsünde sağlam bir yer edinmiş. Çok da iyi olmuş. Bunun dışında trüflü peynirleri Formaggi al Tartufo'nun da atlanmaması gerektiğini eklemeliyim..

Şarküteri tercihleriniz Napoli, Milano ve Picante salamları ya da proscuitto, coppa ve sopressata gibi lezzetlerden oluşuyor. (Domuz ürünü tercih etmiyorsanız lezzetli bir breseola ya da füme antrikot seçenekleriniz de bulunuyor..)



Bıraksalar günlerce burrata ile beslenebilecek biri olduğumdan, başlangıçlar içinde ilk denememiz hiç düşünmeden burrata oldu. Bu peynir yapıldığı ülkenin sınırları dışında pek denenmemeli diye düşünürüm ben açıkçası, zira taze olması bu peynirin en önemli kriteridir ve kesinlikle günlük olarak tüketilir. Ayrıca da bir İtalyan peyniri olduğundan ülkemizde başarılı bir denemesinin olduğuna da hiç rastlamadık diyebilirim... Konu Paps olunda bu denemeyi yapmak da kaçınılmazdı bizim için ve hakkını verdiklerini de rahatça söylemek mümkün..

Permigiana di Melenzane, yani parmesan ve scamorza peyniri ile doldurulmuş patlıcan baslangıçlar içindeki bir diğer favorimiz oldu. Et suyu ile tam da gerektiği kadar pişirilmiş domates sos aşırı lezizdi.

Kuşkonmaz, lezzetine tutkun olduğumuz ve sağlık açısından da tüketmeye özen gösterdiğimiz bir sebze. Paps menüsünde tereyağı ve parmesan ile hazırlanmış basit ama çok lezzetli bir kuşkonmaz bulunuyor.. Bu tip aroma ve lezzet anlamında kendi başına yeterince iddialı olan sebzelerin üzerinde yapılmış küçük dokunuşlar nefis sonuçlar veriyor, bence atlanmaz.. 





Menünün salata bölümünden bir denememiz olmadı. Başlangıç sonrası ya da ana yemek öncesi salata yemeyi ihmal etmeyenler adına, yine çok konsantre bir şekilde hazırlanmış ama yeterli seçeneğe sahip salata çeşitlerinin olduğunu söyleyebilirim.

Altı çeşit makarnaya yer verilen menüde ev yapımı ispanaklı fettucini benim için enfes bir tercih oldu. Adaçayı ile aromalanmış tereyağı sosunun damağımda bıraktığı lezzeti hala duyumsuyorum.. Lazanya ise, hazır soslar ile hazırlanan benzerleri içinde ev yapımı hali ile şahane bir seçenek! Damağımızda oluşmuş pası sildi diyebilirim..

Diğer seçenekleri denemeye yer kalmadı elbette, ama Sicilya seyahatini yakın bir zamanda yapmış biri olarak Rigatoni Norma için çok yükseldiğimi söyleyebilirim. O nedenle sonraki Paps ziyaretimde ana yemeğim kesinlikle o olur diye düşünüyorum.. Bir de aklımda kalan Risotto konusu var, zira Risotto'nun iflah olmaz bir fanıyım ben.. Onu da illaki bir ara gelip deneyeceğim.. Bu arada risotto menüde "günün risottosu" şeklinde yer bulmuş ve elde olan en taze malzemelerle günlük olarak hazırlanıyormuş..



Ve Pizza!

Napoli pizzasını biliyorsanız Paps size tam olarak bu lezzeti sunacak diyebilirim, yani o incecik hamurun dolgun hatta pofidik kenarlarını... Menü yine çok konsantre olduğundan kafanızı karıştırıp sizi kararsız bırakmayacak şekilde hazırlanmış. Pino'nun bu konudaki danışmanlığı hakikaten son derece etkili olmuş diye düşünüyorum. Damak zevklerinize göre tercihinizi kolayca yapabiliyorsunuz..



Gelelim İtalyan gecelerinin en keyifli kısmına... 
Tatlısız bir İtalyan gecesi olabilir mi? Türkiye’de -en azından ben kendi adıma bunu söyleyebilirim- çok başarılı örneklerine rastlamadığım Panna Cotta'nın kahve ve çikolata soslu birleşimi ve kilolarca yiyebilirim hissi veren hafifliği çok başarılıydı. Tiramisu yemeyi de çok özlemiştik ve İtalya sınırlarındaymışçasına keyifle yedik.. Ancak beni tatlı menüsünde en heyecanlandıran kalem denemeye yerim kalmasa da cannoli oldu. Sicilya’nın ünü boyunu aşmış tatlısını bir sonraki Paps ziyafetime sakladım.

Bu arada Mums kendi ekmeklerini üretmeye başladığından, Paps da bu ekmeklerden brioche olanını servisine dahil etmiş. Brioche benim daha evvel de tadını bildiğim, hatta Sicilya seyahatinde Brioche Ice Cream hali ile tanışıp daha da sevdiğim bir ekmek çeşidiydi. Belki bu ekmeği ileride bu şekilde de servis edilir.. Belli mi olur? 



Son bir not eklemek gerekirse; mekan rezervasyon kabul etmiyor. Bence bu durum çok sevimli çünkü mekanı her daim ulaşılabilir kılıyor benim nazarımda ve ben bu rahatlığı hissetmeyi seviyorum, zira rezervasyonsuz müşteri kabul etmeyen ya da rezervasyon aşamasında ulaşılmaz davranıp, telefon görüşmelerinde bizi çileden çıkartan mekanların sayısı oldukça çok.. 

Paps Italian şehre gerçekten Hoş Geldin! 

Adres: Kemankeş Karamustafa Pasa Mah.
Mumhane Cad. Fransız Geçidi Sok. No:16/17
(Fransız Geçidi'nin bir köşesi Mums, diğeri ise Paps)

Sevgiler
lulu
x

3 yorum:

  1. Süpersin Lulum, ben daha postu yapamadım ama yapınca kesin kopya çekicem :) Öperim, gene gidelim birlikte

    YanıtlaSil