19 Ağustos 2011 Cuma

CHEZ LEON - BRUKSEL


2009 yılı Haziran ayında yaptığımız uzunca bir Avrupa seyahati içine Brüksel'i büyük bir heyecanla eklemistim, zira Brüksel sevgilinin babası Belçika Kraliyet Akademisi'nde eğitim gördüğünden manevi olarak kıymetli bir şehirdi onun için... Benim tarafımdan da çocukluğumun en tatlı sabahlarının çizgi dizisi olan Şirinler'ın anavatanıydı Brüksel.. Beni o masum günlere geri götürecek, belki de daha önce hiç düşünmediğim anları zihnimde yeniden resimleyecekti... Pierre Culliford'a bu vesile ile ruhani bir teşekkür de ederim diye düşünüp heyecanladım hakikaten.. Şehirde bir de her ne kadar turistik bir hareket olsa da (bazı turistik işleri yapmak bence mühim..) bir midye sever olarak mutlaka deneyimlememiz gereken Chez Leon gerçeği vardı.. 

Babamız Chez Leon için "midye severlerin Belçika'daki mabedi", diyorken bu deneyimi yaşamadan dönmemiz zaten mümkün olmazdı diye düşünüyorum..

Bu arada Chez Leon midyelerini kendi yetiştiren ve pişirilmeye uygun bir hale getirmek için temizliğiyle kendi ilgilenen bir restoran.. Ki bu noktada lezzetlerinin yıllardır aynı standardı koruyor oluşunu da bu özene bağlıyorlar.

Serviste kullanılan son derece basit ama bizi geçmişe ışınlayan lokal emaye midye tencereleri nefis bir sunum detayı.. Sanırım dünyanın diğer restoranlarına da yayılmasına vesile olan bir alışkanlık bu.. Dolu olan tencereyi boşaltıp, midyelerin kabuklarını boş olana aktarmak ise şahane.. Dağ gibi büyüyor o boş tencere.. Mideleri pek mutlu ediyor. Yanında da ekstra lezzetli Belçika patatesi ve buz gibi Belçika biraları!

Oh la la.
   
lulu
x

NOT: Paris'te Leon'un iki ayrı şubesi bulunuyor. Biz geçmis Paris seyahatlerimizden birinde bu iki şubeyi de ziyaret ettik aslında ama şu çok net ki; ne lezzeti aynı seviyedeydi (belki de ambiyansın yarattığı bir farktır) ne de servisin kalitesi... 





   

1 yorum:

  1. ay ne iyi oldu eskilere bir göz atmak... e senin gibi, seyahati çok seven ve paylaşan birinin bloguna tatile gitmeden önce iyi bir incelemk gerek... Chez leon'un fotosunu çekmiştim ve ne olduğunu senin bu yazını okuyuncaya kadar hatırlayamadım... Benim midye ile hiç aram yok... Ama yarınki tura Biri eşim olan 4 İzmirliyle çıkıyorum ve ben onları Brüksel'deki Chez Leon'a götürmem gerekiyor...

    YanıtlaSil