Yunanistan'da yaptığımız araba yolculuğumuzun ilk durağı bir önceki postta anlattığım Korint Kanalı olmuştu. Kanalın seyri sırasında hem heyecanlanıp hem de bir parça soluklanacak zaman bulduktan sonra, Yunanlı dostlarımızdan oluşan konvoyumuzla yola devam edip, yemek öncesi bir aperitif almak için daha önce planladığımız gibi kaplıcalarıyla ünlü Loutraki kasabasına uğradık.
Loutraki, Korint Körfezi'nde Geraneia Dağları'nın eteklerine tatlı tatlı bakan ve termal sularıyla Antik Yunan'dan beri de popülerliğini kaybetmediği söylenen bir bir adres. Geraneia Dağları; Saronik Körfezi, Korint Körfezi ve Alkyonides Körfezi'ni adeta kucaklayan sıradağların ismi..
Antik Yunan'da Thermai Artemis olarak geçermiş adı; zira tanrıça Artemis burada banyo yapmış ve büyülenmiş.. Sonra da erkek ikizi Apollo'yu davet etmiş bu termal banyoya. Apollo da aynı şekilde büyülenince Olympos tanrılarının en sevdiği şehir oluvermiş burası ve tanrıça Artemis'in adı verilmiş.. Kasabanın bugünki adı olan Loutraki de zaten "küçük banyo" anlamına geliyormuş..
Korint sonrası en fazla 15 dakika araba kullanılarak ulaştık Loutraki’ye. Bu kasaba, Yunan orta sınıfının yazlık evlerinin bulunduğu bir bölge olması yanında, gazinolarıyla da ünlü olduğundan yabancı turistlerin de ilgisini çekermiş. Ayrıca Atina'ya çok uzak olmaması yanında, sahilinin uzun (yaklaşık 4 km) ve denizinin de güzel olması nedeniyle kasaba bahar, özellikle paskalya vakti ve yaz aylarında yerli turistlerin çok rağbet ettiği bir hafta sonu adresi olmuş. (Atina'ya yaklaşık 80 km uzaklıkta bulunuyor.)
Sahilinin uzunluğu bizim de çok hoşumuza gitti, çünkü manzarası öylesine güzel ve pitoreskti ki; bu manzara eşliğinde yürümek de bir başka keyif verdi hakikaten.. Bizi ıslatmayan, ama denize de sakın sakın isabet eden yağmur damlalarını izlemek doyumsuzdu diyebilirim.. Daha sonra oturduğumuz mekandan kalkmak da aynı şekilde manzaranın lezzeti yüzünden pek kolay oldu diyemem.. Oturdukça oturasımız geldi, kıyının ardında uzayıp giden çirkince ve yüksek yapılaşmasına da hiç ama hiç takılmadık diyebilirim..
PLAJ:
Loutraki kasabasının uzun plajı dışında; Schinos ve Milokopi plajları yazın kasabayı ziyaret edecekler için not olsun..
YEME - İÇME
Yemek konusu Yunanistan sınırlarında nerede kötü bir deneyim yaşatabilir ki? Daha önce ülkenin herhangi bir noktasına seyahat etmişseniz, sizin de bu noktada şüpheniz yoktur diye düşünüyorum.. Loutraki’de sahil boyunca ve sokak aralarında sıralanmış onlarca, belki de yüzlerce mekan bulunuyor. Bunlar içinden keyfinize göre bir seçim yapabilir ve manzaraya karşı keyifli bir öğle yemeyi yiyebilirsiniz..
Biraz atıştırmak ve bira içmek için sahildeki mekanlar içinden El-Nino’yu tercih ettik biz.. Atıştırmalıkları lezzetli, biralarımız da buz gibiydi.. Hava bulutsuz ya da az bulutlu olsa ve gün batımını da sükunetle izlesek fena olmazdı gerçi, ama yine de bulunduğumuz an ve elde olan şartlarla mutlu olmadık diyemem..
Bonus Not: Paskalya zamanı yapılan paskalya çöreklerinin Yunanistan yerel lezzetleri listelerinde yer bulduğunu da şuraya eklemek isterim.. Tsoureki denilen bu klasik paskalya çöreklerini seviyorsanız, bu bilgi de bonus olarak elinizde olsun..
Eğer Loutraki'de konaklama yapacaksanız bilin ki; hem otel, hem pansiyon hem de kiralık ev bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamazsınız. Özellikle ev konusunda çok fazla seçenek olur diyor arkadaşlarımız, zira son yıllarda birçok yazlıkçı karada bulunan kıyılar yerine adalara yöneldiğinden, bu tip old fashion kalmış yazlık bölgelerinde evleri olanlar evlerini kiralamaya başlamışlar..
KASABADA YAŞAM
Zamanında, yani kasaba yaz tatili açısından popüler olduğu zamanlarda gece hayatı da hareketliymiş. Barlar, gazinolar, canlı müzik mekanlarındaki buziki geceleri oldukça iyi bir kitle tarafından takip edilirmiş. Bu mekanlar az çok hala görülüyor sahil boyunda...
Loutraki'nin kendi sahili ve denizinin güzelliği yanında çevresinde de görülmeye değer birçok sahil (genelde mavi bayraklı sahiller), kasaba, termal bölgeler ve 2500 yıllık tarihi kalıntılar mevcut. Yani, Loutraki'de konaklamak ve yakın çevreyi gezmek isterseniz bu kesinlikle cazip ve de hesaplı bir fikir olabilir.. (Antik Yunan'dan Heraion of Perachora yani Hera Tapınağı'nı ziyaret edebiliyorsunuz örneğin. Ve dahası hemen tapınağın yanı başında da enfes bir deniz sizi bekliyor..)
Ama yine de daha farklı ve cazip destinasyonlarda konaklamanızı öneririm. Buralar, aynı bizim de yaptığımız gibi, yol üzerinde nefes almak için uğranan soluklanma noktaları olabilirler ancak ya da daha çok Antik Yunan peşinde koşarken uğranacak bir durak diyebilirim...
sevgiler
lulu
x